Screenshot 40

Kültür Bakanlığı’ndan halkı kızdıran Feyruz güzellemesi

Devrim şehitlerine sessizlik, Feyruz’a methiyeler

Screenshot 38

 

Sayın Feyruz’a Mektup
Sana bu mektubu resmî sıfatımla bir taziye olarak yazmıyorum; kültürün taşıdığı acı, hasret ve sorularla yazıyorum:
“İnsanlar bana sordular…” Bugün hâlâ soruyorlar: Bir kadının sesi nasıl vatan olabilir?
ve bu vatana nasıl başsağlığı dileyebiliriz?

Hanımefendi, senin sesin, sadece bir ezgi değildi. O, tam anlamıyla bir hafıza, tam bir tarihi miras, bir coğrafyayı olduğu gibi taşıyan bir okuma şekliydi. Sesin, acının ve sevincin ortasında, yenilginin enkazında ve zaferin sancaklarında yankılanan bir ağıttı. Ey aşk sana dönüyoruz! 

Seni sadece müzikle tanıyanlar, ezberlediğimiz şarkıların notalarında seni bir tiyatro sahnesine hapsedenler bilmiyor ki; sen güneşi de sesinden çıkardın ve güneşin parladığı her yere serdin notalarını.

Feyruz, sadece Şam’da değil; senin şiirle sarıp sarmaladığın o büyük kasideleri dinleyen bütün dünyada oldun. Dünya seni ilk defa “Şam Radyosu”ndan duyduğunda, sesin bütün ihtişamıyla yükseldi: “Bize barışı getir, ey Şam” “Zafer saraylarında barış için dua ediyoruz ve dostlarla buluşuyoruz.” diyordun. 

Sen, “Mekke’nin gülü” şarkısını okuduğunda bile, Arabın kalbinde yer ettin. Sen, Arap coğrafyasının siyasi çatlaklarından değil, coğrafyanın kendisinden geldin ve orada yerleştin.

Senin şarkın Arap Cumhuriyetlerinin başkanlık saraylarına değil, halkın çadırlarına, kendi elleriyle çamurla ördükleri duvarlara ulaştı. Bu yüzden sesin, sokağın, sabahın ve özlemin sesi oldu.

Biz seni, seni sadece bir sanatçı yapanlar gibi değil, kalbimize dokunan bir yâren gibi dinledik. Senin şarkıların bizimle birlikte büyüdü, bizimle birlikte savaşta kaldı, bizimle birlikte sürgün yollarına düştü. Sana olan sevgimiz yalnızca müziğin değil, senin taşıdığın insani özün sevgisidir.

Şam’dan, ruhun şehri olan Şam’dan…
Sana yazıyorum; seninle birlikte “Suriye bizimdir” ve “Seninleyiz” diye haykıran her Suriyeliyle birlikte.
Kalbimizin derinliklerinden, hüzünle ama aynı zamanda sonsuz minnetle…

Muhammed Yasin es-Salih
Suriye Kültür Bakanı

Suriye Kültür Bakanlığı’nın Feyruz’a hitaben yayımladığı şiirsel paylaşım halkın öfkesini tetikleyerek:  “Bizi değil, rejimi temsil ediyor” tepkileri yükseldi.

Suriye Kültür Bakanlığı’nın resmî X (eski adıyla Twitter) hesabından 3 Ağustos 2025’te yapılan ve Lübnanlı sanatçı Feyruz’a hitaben yazılmış duygusal bir metin, ülkede infiale yol açtı. Kültür Bakanı’nın kaleminden çıktığı anlaşılan ve “resmî sıfatla değil, kültürün hüznüyle yazılmış” olduğu belirtilen paylaşım, binlerce kullanıcı tarafından sert şekilde eleştirildi.

Paylaşımda, Feyruz’un eserlerine atıfla kültürel bir bağlılık kuruluyor, sanatın halk üzerindeki etkisine değiniliyor ve “Seni seviyoruz, çünkü biz de bu coğrafyanın şiiri ve acısıyız” ifadeleri kullanılıyor. Ancak mesajın içeriği kadar yayımlandığı bağlam ve zamanlama da halkın büyük bir kısmı tarafından kabul görmedi.

Özellikle devrimci çevrelerden gelen tepkiler, bakanlığın bu mesajını yalnızca bir kültürel selamlaşma değil, rejimle özdeşleşen bir siyasi duruşun dışavurumu olarak değerlendirdi. “Bakanlık halkı temsil etmiyor, şiirle rejimin makyajını yapıyor” diyen kullanıcılar, Kültür Bakanlığı’nın uzun süredir halkın yaşadığı acılara karşı sessiz kaldığını, ancak rejimle özdeşleşmiş figürlere methiyeler düzdüğünü belirtti.

Sosyal medyada yayılan yorumlarda şu eleştiriler öne çıktı:

“On binlerce şehidimizden birine dahi böyle bir satır yazmadınız.”

“Feyruz’a selam, direnişçilere unutuş… Bu mu yeni Suriye’nin kültürü?”

“Halk kan ağlarken siz şiirle kendinizi aklıyorsunuz.”

Bakanlık cephesinden henüz bir düzeltme veya açıklama gelmezken, kamuoyunun tepkisi büyümeye devam ediyor. Devrimin ağır bedellerini ödeyen halkın önemli bir kesimi, bu tür çıkışların geçmişle hesaplaşma sürecine zarar verdiğini, kültürel alanın rejimden arındırılmadığı sürece halkla gerçek bir buluşma yaşanamayacağını ifade ediyor.

Bakanlığın kültür adına atmaya çalıştığı adım, halkla bağ kurmak yerine yeni bir kırılmaya yol açtı. Birçok yorumcuya göre bu paylaşım, “estetikle örtülmeye çalışılan bir siyasi aymazlık örneği” olarak tarihe geçti.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın