image 2025 06 01 17 32 53

Güvenlik Kılıfında Dini Zorbalık: O Ülkede Peçe Yasağı Yolda!

Orta Asya’da yükselen İslamofobik dalga, Tacikistan ve Kırgızistan’ın ardından şimdi de Kazakistan’ı etkisi altına aldı.

Din ve vicdan hürriyetine yönelik sistematik kısıtlamaların son halkası olarak, Kazakistan hükümeti, yüzü tamamen örten nikabı kamusal alanda yasaklamaya hazırlanıyor. “Kamu güvenliği” bahanesiyle sunulan bu yasa tasarısı, inanç özgürlüğüne doğrudan bir saldırı niteliği taşıyor.

Kazakistan Bilgi ve Kültür Bakanı Ayda Balayeva, yasa teklifinin İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak meclise sunulduğunu açıkladı. Balayeva’nın ifadeleri, sözde güvenlik kaygılarıyla meşrulaştırılmak istenen baskıcı bir düzenlemenin habercisi: “Bu bir güvenlik düzenlemesi kapsamında değerlendiriliyor. Görüşmeler ya başladı ya da başlamak üzere.”

Ancak kamuoyunun geniş kesimi, bu tür yasakların toplum mühendisliğiyle halkı tek tipleştirme, dini değerleri bastırma ve seküler ideolojiyi zorla dayatma girişimi olduğunu açıkça dile getiriyor. Özellikle kadınların inançlarına uygun giyinme hakkı, devletin hedef tahtasına oturtulmuş durumda. Bu yasaklar, yalnızca bir kıyafeti değil; bir inancı, bir kimliği ve bir yaşam biçimini bastırma çabasının parçası olarak görülüyor.

Kazakistan hükümetinin dini özgürlüklere yönelik bu baskıcı politikaları, yeni değil. 2023 yılında Eğitim Bakanı Gani Beysembaev, okullarda yalnızca resmi forma giyilmesini zorunlu kılarak başörtüsünü fiilen yasaklamış, genç kızların eğitim hakkını inançları uğruna feda etmelerine sebep olmuştu.

Şimdi ise sırada kamusal alanlar var. Balayeva, “Din Hakkında Yasa”da da değişiklik yapılabileceğini, dini sembollerin kamuda daha fazla sınırlandırılabileceğini açıkça ifade etti. Bu açıklamalar, devletin sekülerliği bahane ederek halkın inancını şekillendirme çabasını gözler önüne seriyor. 

Kazakistan’daki resmi dini makamlar ise ne yazık ki bu süreçte halkın değil, devletin yanında duruyor. Yüksek Müftü Naurızbay Tağanuly, 2024 yazında yaptığı açıklamada, “Peçe İslam’da farz değildir,” diyerek devletin yasakçı tutumunu meşrulaştırmaya çalıştı. Dinin özüne değil, otoritenin çizdiği sınırlara sadık kalan bu tavır, vicdanların değil, iktidarın sesi olmanın ötesine geçemiyor.

Kazakistan, inanç özgürlüğünü tehdit eden yeni bir karanlık dönemin eşiğinde. Dinî inancını yaşamak isteyen kadınlara yöneltilen bu yasakçı tutum, bir güvenlik meselesi değil; bir kimlik savaşının ve baskıcı devlet aygıtının açık bir tezahürü.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın