İsrail, iki aydır insani yardımları kasıtlı olarak engellediği Gazze Şeridi’nde, yardımların kontrolünü tamamen eline alacak yeni ve tartışmalı bir plan hazırladı. Bu plana göre, yardımlar özel Amerikan güvenlik şirketleri aracılığıyla dağıtılacak. Ancak uzmanlar ve yardım kuruluşları, bu adımın temel insani değerlere tamamen aykırı olduğunu ve sivilleri daha da büyük tehlikeye atacağını söylüyor.
Pazar günü toplanan İsrail Güvenlik Kabinesi, yardımların ancak Hamas’a hiçbir şekilde ulaşmaması şartıyla dağıtılmasına “olur” verdi. Bu planın arkasındaki asıl niyetin, yardımı bir baskı ve kontrol aracı olarak kullanmak olduğu artık açıkça görülüyor. Üstelik aynı toplantıda, Gazze’de askeri operasyonların genişletilmesi ve toprak işgali de onaylandı.
Bir yardım planından çok, bir kuşatma taktiği
İsrail’in dayattığı bu sözde yardım planı, BM ve çok sayıda uluslararası kuruluş tarafından “tehlikeli, ayrımcı ve insanlık dışı” olarak nitelendirildi. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), planı kesin bir dille reddetti.
Yaklaşık 2 milyon insanın yaşam mücadelesi verdiği Gazze’de, bu yeni sistem sadece günde 60 yardım tırına izin veriyor. Bu rakam, önceki dönemle kıyaslandığında on kat daha düşük. Yardımlar, ABD merkezli özel güvenlik firmaları tarafından korunacak dağıtım merkezlerine yönlendirilecek. Bu firmalar silahlı olacak, ancak insani yardımı bizzat ulaştırma görevi silahsız sivil yardım çalışanlarında olacak.
İsrail’in yardım anlayışı
Her biri 20 kiloluk yardım paketleri, yalnızca 5-6 bin hane halkına dağıtılacak şekilde planlandı. Üstelik kimlik tespiti için yüz tanıma teknolojisi kullanılacak. Yardım kuruluşları ise bu miktarın hem yetersiz hem de adil olmadığını söylüyor. Bir yardım kuruluşu yetkilisi, “Bu yardım değil, uluslararası baskıyı savuşturmak için yapılmış bir gösteriden ibaret” diyerek planı yerden yere vurdu.
Açlık tehdidi ve güvenlik oyunu
Plan, yardım eksikliği nedeniyle dağıtım merkezlerinde kaos çıkabileceği uyarılarına rağmen uygulanmak isteniyor. Güvenlik ise, savaş geçmişine sahip eski CIA ve Özel Kuvvetler mensuplarının yönettiği özel şirketlere emanet edilecek. Yardım noktalarında biyometrik kimlik taraması yapılması ise, sivil haklar ve güvenlik açısından büyük risk oluşturuyor.
Uluslararası hukuk ve İsrail’in iddiaları
İsrail, Hamas’ın geçmişte yardımları zimmetine geçirdiğini iddia etse de, bu konuda kamuoyuyla paylaşılan hiçbir delil yok. Buna karşılık, yardım çalışanları ve bazı ABD yetkilileri bu iddiaları asılsız buluyor. Uluslararası insan hakları örgütleri ise, İsrail’in işgalci güç sıfatıyla Gazze’ye insani yardımı engelsiz ulaştırmakla yükümlü olduğunu hatırlatıyor.
Ancak bazı İsrailli siyasetçiler, bu sorumluluğu reddedip açıkça halkı aç bırakmayı savunuyor. Likud Partisi’nden Moshe Saada’nın “Evet, Gazelileri aç bırakacağım. Bu bizim görevimiz” şeklindeki skandal sözleri, İsrail’deki sertlik yanlısı siyasetçilerin gerçek niyetini gözler önüne serdi.
Kamuoyuna çağrı: Bu zulme sessiz kalma
İsrail’in Gazze’yi sistematik olarak açlığa mahkûm eden bu sözde yardım planı, uluslararası toplumun vicdanını bir kez daha sınavdan geçiriyor. Gazze’de temel yaşam hakkı tehdit altındayken, uluslararası kamuoyunun sessizliği bu suça ortak olmaktır. İsrail’in açlığı bir savaş stratejisine dönüştürmesine dur denmeli.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.