Cezayir Parlamentosu, Fransa’nın ülkeyi sömürgeleştirmesini resmen suç olarak tanımlayan tarihi bir yasayı oy birliğiyle kabul etti
Ülkede kabul gören yeni düzenleme, Paris’ten resmî özür ve tazminat talep edilmesini öngörürken, Fransız sömürgeciliğini öven söylem ve eylemleri de cezai kapsam altına alıyor.
Yasa metninde Fransa, “neden olduğu trajedilerden hukuken sorumlu” tutulurken, “tam ve adil tazminatın” Cezayir devleti ve halkı için devredilemez bir hak olduğu vurgulandı. Söz konusu trajediler arasında, 1954–1962 yılları arasındaki bağımsızlık savaşı sırasında en az 1,5 milyon Cezayirlinin hayatını kaybetmesi de yer alıyor.
Fransa, Cezayir’i 1830 yılında işgal etmiş, ülke 1962’ye kadar Fransız yönetimi altında kalmıştı. Bu dönemde kitlesel katliamlar, yerli Müslüman halkın ikinci sınıf statüye itilmesi, sistematik işkence, sürgün ve zorla yerinden etmeler yaşandı. Yalnızca kültürel baskı değil, dil konusunda da büyük değişikler meydana geldi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçmişte Fransız sömürgeciliğini “insanlığa karşı suç” olarak nitelendirmiş olsa da, bugüne kadar resmî bir özür açıklamasında bulunmadı. Fransa’daki aşırı sağ partiler, özellikle muhalefetçi Marine Le Pen’in Ulusal Birlik (RN) Partisi, sömürge dönemindeki suçların kabul edilmesine uzun süredir karşı çıkıyor.
Partinin kurucusu Jean-Marie Le Pen, geçmişte Cezayir Savaşı’nda aktif görev almış ve işkence iddialarıyla gündeme gelmişti. RN çevreleri, kamuoyunda sık sık sömürgeciliği savunan, baskı ve ihlalleri küçümseyen açıklamalar yapıyor.
Tazminat ve iade talepleri
Cezayir’in bu adımı, eski sömürge güçlerine yönelik küresel iade ve tazminat çağrılarının arttığı bir dönemde geldi. Cezayir, Fransa’dan ayrıca 1830’da ele geçirilen ve bugün Brest’te bulunan 16. yüzyıla ait Baba Merzuk topunun iadesini talep ediyor.
Fransa daha önce, sömürge yönetimine direnen 24 Cezayirli savaşçının kesik başlarını ülkeye iade etmişti. Bunun yanı sıra, 19. yüzyılda öldürülen direnişçilerin kafataslarının Paris’te müze vitrinlerinde sergilenmiş olması, iki ülke arasındaki hafıza krizinin sembollerinden biri olarak görülüyor.
Geçtiğimiz ay Cezayir, Afrikalı ülkelerin katılımıyla bir konferansa ev sahipliği yaparak reparasyon taleplerini uluslararası gündeme taşımıştı. Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf, hukuki sürecin “bir lütuf değil, hak” olduğunu vurgulamıştı.
Şubat ayında Cezayir Cumhurbaşkanı Abdelmecid Tebbun, iki ülke arasındaki ilişkileri “zehirli bir iklim” olarak tanımlamış ve Macron’a, krizin son bulması için daha net bir tutum sergilemesi çağrısında bulunmuştu.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.