image 2025 08 03 19 55 10

Siyonist provokasyon bitmiyor: Mescid-i Aksa’ya ayinli baskın!

İşgal altındaki Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa, pazar sabahı bir kez daha İsrail’in aşırı sağcı faşist Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in organize ettiği provokatif baskına sahne oldu

Yüzlerce Yahudi yerleşimciyle birlikte Harem-i Şerif’e giren Ben Gvir, Talmudik ayinler gerçekleştirdi, yerleşimcilerle birlikte bağırarak dans etti. İşgalci polis güçleri baskına yoğun koruma sağlarken, Müslümanlara ise girişler kısıtlandı.

Yerel kaynaklara göre, sabah erken saatlerde Harem-i Şerif’in tüm giriş noktaları İsrail polisi tarafından kontrol altına alındı. Mescid-i Aksa’ya sadece az sayıda yaşlı Filistinli’nin geçişine izin verildi. Kudüs’ün Eski Şehir bölgesi, sabah saatlerinden itibaren adeta bir askeri kışlaya döndü.

Sıkı güvenlik önlemleri ve kurulan onlarca kontrol noktası nedeniyle, bölge sakinlerinin camiye ulaşımı neredeyse tamamen engellendi.

Baskın boyunca yüzlerce Yahudi yerleşimci Aksa’nın avlusuna girerek yüksek sesle sloganlar atarken bazı grupların ise dans ederek alanda tur attığı görüldü. Ayin esnasında birçok yerleşimci dini metinler okuyup “sözde tapınak ayinleri” gerçekleştirdi.

Ben Gvir’in yakın ekibinden bir kişinin, kutsal mekânın avlusunda yere kapanarak sözde “epik secde” adı verilen bir Yahudi ibadetini gerçekleştirdiği kameralara yansıdı. Bu davranış, Mescid-i Aksa’nın mevcut tarihi ve hukuki statüsüne açık bir ihlal olarak değerlendirildi.

“Tapınak Dağı Yahudilerindir” skandalı!

Baskının ardından basına açıklama yapan Ben Gvir, “Tapınak Dağı Yahudilerindir. Burada sonsuza dek kalacağız,” ifadelerini kullanarak provokatif tutumunu sürdürdü. İsrail hükümetinde görev aldığı günden bu yana Mescid-i Aksa’ya yönelik en az 11 farklı baskına öncülük eden Ben Gvir, yerleşimci gruplar içinde “Tapınak yeniden inşa edilmeli” çağrısıyla öne çıkıyor.

Ben Gvir’e baskın sırasında eşlik eden isimlerden biri de, aşırı sağcı Likud milletvekili Amit Halevi oldu. Halevi, daha önce Gazze’deki Filistinlilere yönelik su, elektrik ve gıda kaynaklarının tamamen kesilmesini talep etmiş ve Mescid-i Aksa’nın Müslümanlar ile Yahudiler arasında coğrafi olarak bölünmesini öneren bir yasa tasarısını İsrail parlamentosuna sunmuştu.

İbrahim Camii modeli Aksa’ya mı uygulanıyor?

Filistinli yetkililer, Mescid-i Aksa üzerindeki baskının amacının, Halil kentindeki İbrahim Camii’nde (Hebron) olduğu gibi zamanla fiziki bölünmeye zemin hazırlamak olduğunu ifade ediyor. 1990’larda İbrahim Camii, benzer saldırılar sonrası Müslümanlar ve Yahudiler arasında fiilen bölünmüş; daha sonra caminin idaresi İsrail tarafından yerleşimci konseylerine devredilmişti.

Mescid-i Aksa’nın idaresinden sorumlu olan İslami Vakıf Dairesi’nin Dış İlişkiler Müdürü Avni Bazbaz, yaşananları “ağır bir provokasyon ve statükoya doğrudan bir saldırı” olarak tanımladı. Bazbaz, “Bu sadece bir baskın değil, organize bir planın parçasıdır. Aşırı sağcı dini çevreler, Aksa’yı Halil Camii gibi ikiye bölmeye çalışıyor,” dedi.

Kudüs Valiliği de yayımladığı yazılı açıklamada yaşananları sert ifadelerle kınadı:

“Bugün yaşananlar sadece geleneksel bir baskın değil; Mescid-i Aksa üzerinde Yahudi egemenliğini dayatmaya yönelik ciddi bir aşamayı temsil etmektedir. Yıllardır sürdürülen zamansal bölme girişimlerinin ardından, şimdi mekânsal bölünme dayatılmak isteniyor.

Bu, İslam ve Hristiyan mukaddesatına karşı ilan edilmiş bir din savaşıdır.”

Açıklamada, uluslararası topluma ve özellikle Müslüman ülkelere “gecikmeden harekete geçme” çağrısı yapıldı.

Kaynak: Mira Haber, MEE

Bir Cevap Yazın