Suriye’nin baş müftüsünün oğlu Bilal Er-Rifaî’den Suriye’de cihadı silip atan ulus-devlet çıkışı
“İslam projesi başarısız oldu, yerine vatandaşlık modelini getirelim” çağrısı, ümmet ruhunu hedef alıyor!
Esed rejiminin devrilmesinin ardından Müslümanlar Suriye’de geleceğe dair ümmet temelli bir şeriat sistemi arayışındayken, Suriye baş Müftüsü’nün oğlu Bîlâl Usâme er-Rifâî’nin cuma hutbesi ortalığı karıştırdı. Rifâî, halkı İslami hükümleri ve ümmet birliğini dışlayan bir ulus-devlet modeline ve Batı tipi yurttaşlık projesine davet etti.
Rifâî, verdiği skandal hutbesinde Suriye halkını şu sözlerle İslam şeriatını terk etmeye çağırdı:
“İslami proje başarısız oldu, artık onunla devam edemeyiz. Vatandaşlık modeline geçmeliyiz. Bu proje, tüm vatandaşların eşitliğini ve vatana bağlılığı esas alıyor. Bu da kısa vadeli değil, nesiller boyu sürecek bir dönüşüm.”
Bu açıklama, Müslümanlar nezdinde Allah’ın kelimesini yüceltmek olan cihadın ve şehadetlerin inkârı olarak görülüyor. Rifâî’nin bu çağrısı, İslam’ın hâkimiyetini hedefleyen davayı kökünden sarsmakla kalmıyor; aynı zamanda ümmet kavramını silip yerine laik bir “vatandaşlık dini” ikame ediyor.
Hutbede açık açık laikliğe davet
Minberden açık açık dile getirilen bu modelin, İslâm ile küfrü eşitleyen, ümmet aidiyetini reddeden ve modern Batılı normlara uygun bir toplum düzeni kurmayı hedeflediği görülüyor.
Bu anlayışta mücahid bir Müslüman, şeriatla yönetilen bir toplum idealiyle yaşadığı için sistemin dışına itilirken; küfre razı olan, laik modeli benimseyen bir kâfir ya da Esed destekçisi bir Şebbiha “vatandaş” konumuna yükseltilmiş oluyor.
Bîlâl Rifâî, İslam’ı hüküm kaynağı olmaktan çıkarıp Batı’nın laik düzenini İslam coğrafyasına ithal etmek isteyen anlayışın Suriye’deki sözcülüğünü yapıyor. Bu yaklaşım, yüz yıl önce işgalcilere karşı verilen kurtuluş savaşında sahneye çıkan Batıcı elitlerin çizgisini hatırlatıyor. O zaman da bir grup Müslüman şeriatın geri getirilmesini isterken, diğer grup “ulus-devlet”, “laiklik” ve “milliyetçilik” adına Batı’nın projelerini benimsedi. Sonuç: Yüz yıl süren zillet, sapkınlık ve yıkım.
Bugün Bilâl Rifâî ve benzerleri bu yıkımı yeniden Suriye’ye musallat etmek istiyor.
Kimin sözcülüğünü yapıyor?
“Bilâl Usâme Rifâî, bu vatandaşlık projesinin ‘Suriye’de Egemen olacağını’ söylüyor.”
Peki bu sözler onun şahsi düşüncesi mi, yoksa İslam’ın yerini Batı’nın seküler düzenine terk ettirmek isteyen odakların sözcülüğünü mü yapıyor? Bu sözlerin, rejimin yıkıldığı, bazı mezheplerin Müslümanlara ihanet ettiği, defalarca işgalcilerle iş birliği yaptığı bir dönemde dile getirilmesi tesadüf mü?
Bu halk, yüz yıl daha laiklik, mezhepçilik ve sefalet altında yaşamayı değil; izzeti, adaleti ve vahdeti getirecek İslami bir yönetimi istiyor. Ulus-devlet modeliyle, Batı tipi seküler yurttaşlıkla değil..
Abdurrezzak el Mehdî’den sert yanıt
Suriye’de pek çok ilim ehli ve alim gibi Şeyh Abdurrezzak el Mehdî de bu skandal çağrıya sert bir tepki verdi ve Suriye baş müftüsünün oğluna “Allah’ın hükümler sana yetmedi mi” sözleriyle karşı çıktı.
Minberde laikliğe davet mi?!!
İşte bu, Suriye Müftüsü Şeyh Usame er-Rifaî’nin oğlu Bilal’in sözlerinin özeti…
Diyor ki: “Vatan sevgisi esastır, vatanperverlik esastır!”
Yazık sana ey Bilal! Sanki Kur’an’ı hiç okumamış gibisin! Halbuki onu ezbere biliyorsun… Peki hiç mi “velâ” (bağlılık) ayetlerini okumadın?
Kur’an’ı ezberleyip insanlara teravih namazı kıldırdın, seni sevdiler… Ama sonunda geldin ve Fransız filozof Jean-Jacques Rousseau’nun —laik teori ve dinin devletten ayrılması düşüncesinin öncülerinden biri— fikirlerini savunmaya başladın!
Ey Bilal! Allah’ın kitabında ve Rasulullah’ın sünnetinde, yönetenle Müslümanlar ve gayrimüslim vatandaşlar arasındaki ilişki, haklar ve görevler konusunda yer alan düzenlemeler sana yetmedi mi?
Yoksa sen zannediyor musun ki İslam bir nizam ortaya koyamamış, ya da getirdiği ilkeler bu çağa uygun değil?!
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.