Muhammed Ali Cemul, Lübnan’ın güneyindeki Deyr ez-Zehrani kasabasında sabah namazına gitmek üzere yola çıktığı sırada İsrail hava saldırısında aracının hedef alınması sonucu şehit oldu.
Tel Aviv yönetiminin saldırının “Hizbullah’a karşı” olduğunu savunmasına karşın, olayın zamanlaması, yöntemleri ve sivil alanlara yakınlığı uluslararası tepkileri de beraberinde getirdi.
Saldırı öncesi bölgede Apache tipi İsrail helikopterlerinin yoğun uçuş yaptığı bildirilirken, Lübnan basını saldırının Deyr ez-Zahrani kasabasında gerçekleştiğini duyurdu. Görgü tanıkları, patlamanın ardından bölgeden yükselen dumanların birkaç kilometre öteden görüldüğünü aktardı.
Ateşkes varken hedefli suikast!
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, saldırıyı X (eski adıyla Twitter) üzerinden duyurarak, hedef alınan Camul’un Hizbullah roket birimi sorumlusu olduğunu iddia etti. Ancak bu tür tek taraflı suikastların delil paylaşılmadan yapılması, İsrail’in yıllardır sürdürdüğü “vur-kaç” stratejisinin yeni bir örneği olarak değerlendiriliyor.
İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te imzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen, Tel Aviv yönetiminin saldırılarını sıklaştırması, bölgede yeni bir savaşın zemininin hazırlandığı yönündeki endişeleri artırıyor. İsrail’in hem hava hem de kara saldırılarıyla Lübnan’ın güneyindeki sivilleri ve altyapıyı hedef alması, uluslararası hukukun ihlali olarak yorumlanıyor.
Geçmişten bugüne aynı taktik: Siviller arasında korku oluşturmak
İsrail’in Lübnan’da daha önce de benzer şekilde sivillerin yaşadığı mahalleleri hedef aldığı biliniyor. Özellikle 2006 Lübnan Savaşı’nda yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği saldırılar hâlâ hafızalardayken, son İHA saldırısı da aynı askeri mantığın sürdüğünü gösteriyor.
Lübnan’daki insan hakları savunucuları ve siyasi gözlemciler, İsrail’in bu saldırılarla bölge halkı üzerinde korku, istikrarsızlık ve göçe zorlama politikası izlediğini savunuyor. Üstelik bu saldırılar sadece Hizbullah değil, sıradan siviller üzerinde de kalıcı travmalara neden oluyor.
Lübnan halkı: “Bu bir işgal politikasıdır”
Lübnan halkı ve sivil toplum kuruluşları, İsrail’in ateşkese rağmen düzenlediği bu saldırıyı sert bir dille kınadı. Beyrut’ta konuşan bir gazeteci, “İsrail, barış dilini asla bilmedi. Ateşkes bile onun için bir taktik. Lübnan topraklarına yönelik her saldırı, sadece bir kişiyi değil, bütün halkın huzurunu hedef alıyor” dedi.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.