SYRIA CONFLICT IS KURDS CAMP

Vicdanlar kapısını onlara kapattı.. Hol’den kurtulup damgalara hapsoldular!

Irak hükümeti, Suriye’nin tartışmalı El Hol kampından dönen Iraklı aileleri yeniden topluma kazandırmak için çalışmalar yürütürken, bu ailelerin – özellikle kadın ve çocukların – sadece geçmişte yaşananlarla değil, bugün yaşadıkları toplumsal dışlanma ve önyargılarla da mücadele ettiği görülüyor. 

Yıllarca IŞİD’in kontrolündeki bölgelerde yaşayan bu kadınlar ve onların çocukları, bugün geldikleri kendi topraklarında suçlu muamelesi görüyor. Toplum, bu insanları eşlerinin geçmişinden dolayı yargılıyor; onları sadece “terörist eşi” veya “militan çocuğu” olarak görüyor.

154879

Selahaddinli aşiret büyüğü Sultan el-Cuburi’nin, “Birçok bölgede kan hâlâ yerde,” demesi ve halkın bu aileleri hâlâ “suç ortağı” olarak görmesi, aslında bu travmatik hafızanın nasıl kolayca kolektif bir suçlamaya dönüştüğünü gösteriyor.

Rehabilitasyon uzmanı Fakhr al-Din Ahmed’e göre ise, fail ile mağdur arasındaki sınırın silikleştiği bu karmaşık durumda, toplum, şiddete doğrudan katılmamış kadın ve çocukları bile “potansiyel suçlu” olarak yaftalıyor. Bu da onları hem geçmişin hem bugünün kurbanı hâline getiriyor.

Bugün bu kadınlar 15 yıl önce birlikte yaşadıkları kendi toplumlarında dışlanıyor, damgalanıyor ve “intikam korkusu” nedeniyle evlerine dönemiyorlar. Hol’dan dönen bazı kişilerin, aşiret misillemesinden korktukları için memleketlerine dönmemeyi tercih ettikleri belirtiliyor.

GettyImages 1176548114

Oysa adalet, bireyin yalnızca kendi fiilinden sorumlu olduğunu söyler. Bir kadının, eşinin eylemlerinden sorumlu tutulup dışlanması veya çocuğunun babasından ötürü damgalanması, İslami ve insani hiçbir ölçüye sığmaz.

Toplumsal dışlamanın, bu mağdurların içe kapanmasına, öfkeye ve yeniden radikal çevrelere yönelmesine sebep olabileceğinden endişe ediliyor. Bu noktada, sadece güvenlik önlemleri değil, kapsamlı psikolojik, dini ve sosyal destek mekanizmaları şarttır. Çünkü bu insanlar, en başta toplumun onlara “adil” bir fırsat vermesini hak ediyorlar.

Geri dönen kadın ve çocuklara karşı geliştirilen önyargıların ve kolektif suçlamaların terk edilmesi, hem toplumsal barış hem de gerçek bir iyileşme için zorunludur. Aksi hâlde, mağdurlar yeniden mağdur edilirken, toplum da kendi içinde yeni yaralar açmaya devam eder.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın