Başbağlar katliamı: Fitneyle yoğrulan tarihten günümüze düşen ibret
5 Temmuz 1993… Anadolu’nun sinesinde, Müslümanların kardeşlik bağlarını hedef alan kirli bir senaryonun sahne aldığı kara bir gün. Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Sünni Başbağlar köyü, tam 32 yıl önce, terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen vahşi bir baskınla kana bulandı.

O gece köy camisine baskın yapan yaklaşık yüz kişilik PKK’lı grup, cemaatten erkekleri dışarı çıkararak sözde örgüt bildirilerini okuttu. Ardından köy meydanında toplanan 28 Müslüman erkek kurşuna dizildi. Olay sırasında evlerine sığınan dört kadın ile bir erkek ise yakılan hanelerinde can verdi. Baskın sonucu toplam 33 masum insan hayatını kaybetti. Köyün tamamı ise adeta küle döndü; 214 ev, okul, cami, sağlık ocağı ve hayvan barınakları ateşe verildi.

Saldırıdan sonra köyde bırakılan bildirilerde “Sivas’ın intikamı” ifadeleri yer alıyordu. Bu açıkça gösteriyordu ki Başbağlar, birkaç gün önce yaşanan ve Türkiye’yi sarsan Madımak olayının bahanesi yapılarak kurgulanmış bir misillemeydi. Ancak gerçekte bu katliam, Anadolu’da Alevilerle Sünni Müslümanları çatıştırmak isteyenlerin oyunuydu.
Fitne sarmalının yılı: 1993

Bu dönemin karanlık dehlizleri hâlâ tam anlamıyla aydınlatılmış değil. PKK’nın silahlı sorumlularından “Dr. Baran” kod adlı teröristin saldırıyı organize ettiği ortaya çıksa da olayın arka planındaki derin hesapların boyutu üzerinde yeterince durulmadı. Türkiye’de bazı isimlerin “devlet içindeki odakların da bu komploda payı olabilir” iddiaları, dosyanın 1998’de kapatılmasıyla birlikte cevapsız kaldı.
O gün, fitne odaklarının amacı gayet açıktı: Anadolu’yu “Sünni–Alevi” olarak bölmek, geçmişten gelen komşuluk ve akrabalık bağlarını düşmanlığa çevirmek.
Ancak bu acı olay bize aynı zamanda şu gerçeği de hatırlatıyor: Fitne her dönemde farklı kılıklara bürünerek Müslümanların arasına sokulacak. Dün Başbağlar’da kurşunla, bugün medya manipülasyonlarıyla, kültürel yozlaşmayla, inanç değerlerimizi alaya alan kampanyalarla…
Aradan 32 yıl geçti. Başbağlar hâlâ adaletin tam olarak tecelli etmediği bir facia olarak hafızalarda duruyor. Bu kadar yılın ardından geride yalnızca bir köyün kül olmuş hatıraları değil, Türkiye’nin dört bir yanında Müslümanların vicdanlarında kanayan bir yara kaldı.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.
Anadolu’da Sünni ve Alevi Müslümanları birbirine düşürerek kardeş kavgası çıkarmak isteyenlerin oyunuydu??