Katar yolunda, uçağın burnu doğuya, kalbi ise siyonizme dönüktü. ABD’nin eski başkanı Donald Trump, yaptığı son açıklamada Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını, ancak bu kararın İsrail’in rızasına bağlı olduğunu açıkça söyledi. Evet, artık emperyalizmin diplomasi maskesi de düştü; Suriye gibi bir halkın kaderi, bir işgal devletinin onayına bağlanmış durumda!
Bu sözler sadece diplomatik bir açıklama değil; bu sözler bir itiraf. Bu sözler, Batı’nın “hukuk”, “insan hakları”, “barış” gibi kavramlarla yıllardır kurduğu sahte medeniyet anlatısının yerle bir olduğunun ilanı. Suriye’nin yıkımı, sadece iç savaşın değil, emperyalist çıkarların, siyonist politikaların ve İslam coğrafyasına yönelik sistematik düşmanlığın sonucudur.
Suriye halkı enkaz altında nefes ararken, İsrail menfaatini gözetenler “yardım”ı konuşuyor. Bu nasıl bir insaf? Bu nasıl bir adalet? Demek ki Suriyeli yetimin yüzüne bir tebessüm bırakmak bile Tel Aviv’in iznine tabi!
Ümmetin susması, bu zilleti kabul etmesi demektir. Bugün Trump’ın ağzından dökülen bu sözler, bize bir gerçeği haykırıyor: Ya zilleti seçeceğiz, ya izzeti. İzzet, ancak hakkı söyleyenlerin, batıla karşı duranların, mazlumun safında yürüyenlerin olacaktır.
Kaynak: Mira Haber