22 yılda işgalci Yahudi yerleşimciler tarafından Mescid’i Aksa’ya yapılan baskınlarda büyük artış yaşandı
Mescid-i Aksa’yı yöneten İslam Vakfı’nın verilerine göre, 2003 yılında 289 Yahudi yerleşimci kutsal komplekse baskın düzenlerken, 2024 yılında bu sayı 53.488’e fırladı. Bu, yüzde 18.507’lik çarpıcı bir artış anlamına geliyor.
2003’te, Batı Duvarı’nın yakınındaki Mughrabi Kapısı’ndan sadece birkaç yüz yerleşimcinin girişine izin verilirken, İsrail makamları o günden itibaren İslam Vakfı’nın yetkisini hiçe sayarak Yahudi yerleşimcilerin Aksa’ya tartışmalı girişlerine sistemli şekilde zemin hazırladı.
Yıllar içinde bu sayılar düzenli olarak artarken yalnızca 2020’de, pandeminin zirve yaptığı dönemde düşüş gözlendi. Fakat o yıl bile 18.562 kişi Aksa’ya girdi.
2022’de, yani 7 Ekim saldırılarından önce, tam 47.935 yerleşimci, silahlı İsrail polisleri, askerler, Knesset üyeleri ve dinî liderlerin himayesinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi.
İşgalci Yahudilere devlet desteği!
İsrail, yıllarca Kudüs ve Batı Şeria’da şiddet patlamasından çekinerek Yahudilerin Aksa’ya girişini yasaklamıştı. Ancak bu politika, aşırı sağcı Netanyahu hükümetinin göreve gelmesiyle tamamen değişti. Aşırı milliyetçiler tarafından yönlendirilen hükümet, Yahudilerin kutsal alana girişini sadece serbest bırakmakla kalmayarak aynı zamanda bunu açıkça teşvik etti.
Bu politikanın en önde gelen destekçilerinden biri, hakkında sabıkası bulunan ve bugün Ulusal Güvenlik Bakanlığı koltuğunda oturan Itamar Ben Gvir. Ben Gvir yalnızca sözde değil, bizzat güvenlik güçleri eşliğinde defalarca Aksa’ya baskın düzenleyerek fiili destek sundu.
2024 Nisan ayının başında kutlanan “Hamursuz Bayramı” sırasında, en az 6.768 Yahudi yerleşimci Aksa avlusuna girdi. Bu sayı, geçen yılki bayram döneminde camiyi ziyaret eden tüm Yahudi sayısını aştı.
Yahudi geleneklerine göre, Kudüs’te Üçüncü Tapınak’ın inşası için ritüel arınmada kullanılacak “kızıl düve”nin külleri gerekiyor. Bu saplantı, bazı grupların Aksa ve Kubbetüs-Sahra’nın bulunduğu kutsal alana yönelik tehdidini daha da derinleştiriyor.
Müslümanlar ampul bile değiştiremez!
İslam Vakfı’ndan bir yetkili, Aksa’daki bakım-onarım çalışmalarının bile İsrail’in iznine tabi tutulduğunu söyleyerek durumu şu sözlerle özetledi:
“Bugün, İsrail’den izin almadan Mescid-i Aksa’da patlamış bir ampul bile değiştiremiyorum. Bir pencereyi ya da musluğu bile tamir edemiyorum. Durum gerçekten vahim.”
1967 savaşından bu yana geçerli olan statükoya göre, Müslüman olmayanların ibadetine izin verilmiyor; yalnızca sınırlı zamanlarda ziyaret etmelerine müsaade ediliyor. Ancak İsrail bu statükoyu fiilen delerek, yerleşimcilerin cuma ve cumartesi hariç her gün cami avlusuna girmesine göz yumuyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.