Cezası bitti, zulüm bitmedi: Şeyh Halid er-Râşid neden serbest değil?

2005 yılında Danimarka’da yayımlanan ve Resûlullah Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) yönelik ağır hakaretler içeren karikatürler, İslam dünyasında büyük bir infiale yol açmıştı. Bu açık saldırıya karşı en gür ve net tepkilerden biri, Suudi Arabistanlı âlim ve hatip Şeyh Halid er-Râşid’den geldi.

Şeyh Halid er-Râşid, “Ey Muhammed ümmeti, peygamberiniz hakarete uğruyor” başlıklı hutbesinde, Müslümanları Resûlullah’ın izzetini savunmaya çağırdı. Hutbede, yapılan hakaretlerin kabul edilemez olduğu vurgulandı ve bu saldırılara karşı barışçıl bir duruş sergilenmesi istendi. Bu kapsamda Şeyh, Riyad’daki Danimarka Büyükelçiliği önünde oturma eylemi yapılması çağrısında bulundu.

Hutbeden Zindana

Bu çağrının ardından Şeyh Halid er-Râşid gözaltına alındı ve hakkında ardı ardına davalar açıldı. Yargılama sürecinde, kamuoyuna açık ve şeffaf olmayan biçimde, birbirinden kopuk ve uydurma suçlamalar yöneltildi. Süreç, hukuki olmaktan ziyade tamamen siyasi ve cezalandırıcı bir mahiyet taşıdı.

Mahkeme sırasında hâkim, Şeyh’e 5 yıl hapis cezası verdi. Karar sonrası Şeyh Halid er-Râşid hâkime yalnızca şu sözü söyledi:

“Allah’tan kork.”

Bu söz, adalet terazisini düzeltmedi; aksine cezanın ağırlaştırılmasına bahane edildi.

“Allah’tan Kork” Sözüne 10 Yıl Daha
Hâkim, bu ikazdan sonra cezaya 5 yıl daha ekledi. Şeyh Halid er-Râşid, zulme karşı sessiz kalmadı ve aynı sözü tekrar etti:

“Sana Allah’tan kork diyorum.”

Bunun üzerine hâkim bir kez daha 5 yıl ekleyerek cezayı toplam 15 yıla çıkardı. Böylece, bir âlimin mahkeme salonunda adaleti hatırlatması, toplamda 10 yıl ek hapisle cezalandırılmış oldu.

Cezası Bitti, Esareti Bitmedi

Şeyh Halid er-Râşid’in 15 yıllık hapis cezası 2020 yılında resmen sona erdi. Ancak aradan beş yıl geçmesine rağmen, Şeyh hâlâ serbest bırakılmadı. Ailesine, avukatlarına ve kamuoyuna herhangi bir net gerekçe sunulmadan, fiilen süresiz tutukluluk hali devam ediyor.

Bu durum, yalnızca hukukun değil, en temel insan haklarının da açık ihlali anlamına geliyor.

Bir Hutbe, Bir Duruş, Bitmeyen Bedel

Şeyh Halid er-Râşid’in tek “suçu”, Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şerefini savunmak ve ümmeti bu zillete karşı uyarmak oldu. Bugün ise, bu duruşunun bedelini zindanlarda, unutulmaya terk edilerek ödemeye zorlanıyor.

Müslümanların gönlünde “halim, vakur ve samimi” bir âlim olarak yer eden Şeyh Halid er-Râşid için yapılan dualar ise dinmiyor:
Allah Azze ve Celle, esaret bağlarını çözsün, zulmü zail eylesin.

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُ اتَّقِ اللّٰهَ اَخَذَتْهُ الْعِزَّةُ بِالْاِثْمِ فَحَسْبُهُ جَهَنَّمُۜ وَلَبِئْسَ الْمِهَادُ

“Ona ‘Allah’tan kork’ denildiği zaman, gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesine cehennem yeter. O ne kötü yataktır!”      Bakara Suresi, 206

Kaynak: Mira Haber