Bir zamanlar emperyalizme karşı bayrak açmış bir dava adamının, bugün o emperyalist güçlerle aynı masada oturup, onlardan övgü dolu sözler işitmesi..
Ahmed eş-Şara’nın (nam-ı diğer Ebu Muhammed el-Cevlani) hikâyesi, bugün dünyaya bir başarı öyküsü gibi servis edilse de, altında derin bir ilkesizlik ve beraber yola çıktığı dava arkadaşlarına ihanet barındırıyor. Bir zamanlar ABD’nin terör listesinde yer alan ve başına milyon dolarlık ödüller konulan eş-Şara, bugün aynı ABD tarafından “yeni Suriye’nin karizmatik lideri” kimliğiyle parlatılıyor.
Emperyalizme Karşı Mücadeleden Emperyalizmin Hizmetine
HTŞ lideri Ahmed eş-Şara, 2003’te Irak’ta ABD’ye karşı savaşmış, ardından ABD tarafından tutuklanmış ve daha sonra Suriye’de El Kaide’nin uzantısı olan El Nusra Cephesi’ni kurmuştur. Ancak 2016’da El Kaide ile bağlarını kopardığını ilan eden Şara’nın, bu tarihten itibaren ABD ve Batılı ülkelerle daha yakın ilişkiler kurmaya başladığı anlaşılıyor.
ABD’nin İdlib’deki ‘En Az Kötü’ Seçeneği: HTŞ
Eski ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, 2021’de PBS News’e verdiği röportajda, HTŞ’yi “İdlib’deki en az kötü seçenek” olarak nitelendirmiş ve grubun ABD için bir “varlık” olduğunu belirtmiştir.
Jeffrey’in röportajında en dikkat çeken hususlardan biri ise, Ahmed eş-Şara’nın resmen terörist olarak listelenmesine rağmen Ağustos 2018’de ABD’nin kendisini takip etmeyi bıraktığını söylemesidir.
ABD tarafı, eş-Şara’nın 2018’de ABD’nin hedef listesinden çıkarılması kararının, HTŞ’nin sivillere yönelik saldırılardan kaçınması gibi davranış değişikliklerine dayandığını iddia etmişti.
ABD ile Yakınlaşma
HTŞ’nin ABD ile ilişkileri, zamanla daha da yakınlaşmıştır. Nihayet geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Donald Trump, eş-Şara ile Suudi Arabistan’da bir araya gelmiş ve Suriye’ye yönelik tüm yaptırımların kaldırıldığını açıklamıştır.
Trump, eş-Şara’yı “genç”, “çekici” ve “sert biri” olarak tanımlamış, bu da ABD’nin HTŞ’ye yönelik yaklaşımının ne denli değiştiğini göstermiştir.
İdealler uğruna çıkılan yolda kaybolmak..
Ahmed eş-Şara’nın siyasi serüveni, ilkelerin nasıl erozyona uğradığının, ideallerin menfaatlere nasıl kurban edildiğinin ibretlik bir örneğidir.
O, gençliğinin ilk yıllarında hayatın amacı olarak görüp savaş açtığı küfrün temsilcileriyle bugün aynı karede gülümseyerek poz vermekte ve onlardan övgüler almaktadır.
Bu, kişisel bir değişim değil, uğruna canını ortaya koyduğu dava yolunda ilerlerken kayboluşun bir göstergesidir.
Bu tablo, en şerefli yolda yürürken zillet bataklığına gömülmenin kahredici bir örneğidir.
Eş-Şara’nın hikâyesi, çıkarları ölçeğinde canavarlaşan emperyalist şeytanların Müslümanlar arasında kendine yeni müttefikler edinmesinin de ne kadar kolay olduğunu gösteren acı bir gerçekliktir.
Kaynak: Mira Haber