Filistin yanıyor. Gazze bir mezarlığa dönmüş, çocuklar açlıktan iskelet gibi olmuş, hastaneler çökmüş, cesetler enkaz altından çıkarılamazken… Bir zamanlar ümmetin kalesi olması gereken şehirlerde saraylar aydınlatılıyor, altın varaklı salonlarda kahkahalar yükseliyor. Ve bu esnada Trump, eli kanlı bir cellat gibi kırmızı halılarda yürüyor, ödüller alıyor, trilyon dolarlık çeklerle uğurlanıyor.
Bu bir diplomasi turu değil. Bu, ihanetin taçlandığı, zilletin alkışlandığı, ümmetin kanı üzerinden kurulan bir rezalet sahnesidir.
Nakba’nın 77. yılında, yediği her lokmada Gazze’nin yetimlerinin kanı olan bir adam, yani Donald Trump, Arap başkentlerinde “şeref misafiri” olarak ağırlanıyor. Halbuki onun omuzlarında taşıdığı şey, sadece ABD’nin bayrağı değil; İsrail’in soykırımını silahlandıran, destekleyen, meşrulaştıran bir cinayet politikasıdır.
Trump’ın gözünde Orta Doğu ne mukaddes bir yurt, ne medeniyetin beşiği, ne de mazlum halkların yurdudur. O, burayı bir silah pazarı, bir banka kasası, bir alışveriş merkezi olarak görüyor. Körfez rejimleri ise, bu pazarda “hayatta kalmak” için her şeylerini satıyor: bağımsızlıklarını, onurlarını, halklarının geleceğini…
Zilletin bedeli: Susarak ölen liderler, direnerek yaşayan halklar
Bugün Körfez’de yapılan şey, kardeşliğe değil, efendilere sadakate yatırım yapmaktır. İsrail’le normalleşme denilen rezalet, Filistin’e susmayı ve ümmetin davasını pazarlık masasında satmayı gerektiriyor. Bir zamanlar “Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir” diyen liderler şimdi, o çizgiyi dolarlarla siliyor.
Trump’a verilen hediyeler, yalnızca maddi değil; bir teslimiyetin, bir zilletin sembolüdür. Bu teslimiyetin adı: kanla satın alınmış cezasızlık. Ve bu düzen, sadece Gazze’yi değil, tüm ümmeti rehin alıyor.
Bu ihanet unutulmayacak
Trump’ın Katar’dan aldığı 400 milyon dolarlık uçakla gökyüzüne yükselmesi, ümmetin gözünde daha da alçalmasıdır. Riyad’dan, Abu Dabi’den, Doha’dan yükselen alkış sesleri, Kudüs’te yankılanan feryatları bastıramaz. Bu çağın tarihine, parayla satın alınmış bir rezalet olarak geçecekler. Ve Müslüman halklar onları bağışlamayacak.
Bugün, ümmetin asıl düşmanı yalnızca siyonizm değil; o siyonizme hizmet eden, ona susarak veya işbirliği yaparak destek olan tağuti düzenlerdir. Kimi diktatörlükle, kimi petrol dolarıyla, kimi medya manipülasyonuyla bu zilleti ayakta tutuyor. Fakat her işbirlikçinin bir hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır. Ve Allah’ın hesabı galip gelecek olandır!
Direniş devam edecek
Kudüs’ün davası pazarlık masalarında bitmez. Gazze’nin çocukları yalnız değildir. Bu ümmetin içinde hala boyun eğmeyenler, susmayanlar, teslim olmayanlar vardır. Allah’ın vaadi haktır:
“Zulmedenler, nasıl bir inkılapla devrileceklerini yakında bilecekler.” (Şuara 26/227)
Trump’ın etrafında dönen dalkavuklar, ihanetin sembolü olmaya devam edecek. Ama bizler, onların değil, direnenlerin safında olacağız.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.