İsrail’in yeraltı hapishanesinde karanlık rejim: Filistinliler gün yüzü görmeden, işkence altında tutuluyor
Gazze’den alıkonulan yüzlerce Filistinli, İsrail’in yeraltı hapishanelerinde tecrit altında tutuluyor. Güneş ışığı görmeden, açlık sınırında yaşamaya zorlanan bu tutukluların çoğu, herhangi bir suçlama ya da yargılama olmaksızın aylarca hatta yıllarca hapsediliyor.
İsrail İşkenceye Karşı Kamu Komitesi (PCATI), Rakefet isimli yeraltı hapishanesinde en az iki sivilin —bir hemşire ve genç bir yiyecek satıcısının— hiçbir gerekçe gösterilmeden hapsedildiğini açıkladı. Avukatlar, tutukluların sistematik olarak dayak, köpek saldırısı ve gıda yoksunluğu gibi ağır işkencelere maruz kaldığını bildirdi.
1980’lerde insanlık dışı olduğu gerekçesiyle kapatılan Rakefet Hapishanesi, faşist Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in emriyle 2023’te yeniden açıldı. Yeraltında inşa edilmiş hücrelerde doğal ışık bulunmuyor; mahkûmlar günün 24 saati karanlıkta yaşıyor. Başlangıçta 15 kişi için tasarlanan tesis, bugün 100’den fazla Filistinlinin hayatını karartmış durumda.

“Savaş bitti ama işkence devam ediyor”
PCATI, “Gazze’de savaş resmen sona ermiş olsa da Filistinliler hâlâ uluslararası hukuku ihlal eden koşullarda tutuluyor” açıklamasında bulundu. Kurumun yöneticisi Tal Steiner, “Aylarca gün ışığından uzak kalmak psikolojik çöküntü yaratıyor, bedensel sağlığı da mahvediyor” dedi.
Tutukluların çoğu, yargıçların “savaş bitene kadar” gerekçesiyle onayladığı kısa video duruşmaları sonrası hiçbir delil gösterilmeden hapsediliyor. Avukatların aktardığına göre, hücrelerde üç ila dört kişi kalıyor; penceresiz, havasız ortamlarda nefes darlığı ve boğulma hissi sık görülüyor.
Bazı tutukluların anlattıklarına göre, günlerce yataksız bırakılıyor, sabahın erken saatlerinde yataklar toplanıyor, sadece gece geç saatlerde geri veriliyor. Yiyecekler yetersiz, tıbbi yardım ise çoğu zaman tamamen reddediliyor. İsrail Yüksek Mahkemesi bile kısa süre önce “Filistinli mahkûmların yeterli gıdadan mahrum bırakıldığını” resmen kabul etti.
Yeraltında kaybolan hayatlar
Tutuklular arasında, bir hastanede görevliyken kaçırılan 34 yaşında bir hemşire ve kontrol noktasında gözaltına alınan 18 yaşındaki genç bir yiyecek satıcısı bulunuyor. Avukat Janan Abdu, “Ziyaret ettiğimizde gördüklerimiz insanlık dışıydı. Tutuklular kelepçeli, başları bastırılmış, gözleri kapalıydı” dedi.
Bir diğer avukat Saja Misherqi Baransi, hemşirenin görüşmeye “Neredeyim, neden buradayım?” diye sorduğunu aktardı. Gardiyanlar, ona hapishanenin adını bile söylememişti. Hemşire, gözaltına alındığından bu yana ailesinden hiçbir haber alamadı.
Ben-Gvir ise bu hapishaneyi “teröristlerin yeri, yeraltı” diyerek savunmuştu. Ancak PCATI ve insan hakları kuruluşlarına göre, Rakefet’te tutulanların çoğu sivil ve savaşla ilgisi olmayan kişiler.
İsrail’in kirli mirası yeniden canlanıyor
Rakefet’in yeniden açılması, İsrail’in geçmişte insanlık dışı koşulları nedeniyle kapattığı bir işkence sistemini yeniden canlandırdığını gösteriyor. PCATI’nin ulaştığı arşivlerde, hapishanenin eski yöneticisi Rafael Suissa bile “7/24 yeraltında tutulmanın hiçbir insanın dayanamayacağı kadar zalimce olduğunu” yazmıştı.
Bugün, bu “siklamen çiçeği” adını taşıyan hapishane, Gazze’den kaçırılan siviller için karanlık bir mezara dönüşmüş durumda. Uluslararası hukuk uzmanları, İsrail’in uygulamalarını “devlet eliyle sistematik işkence” olarak niteliyor.
Kaynak: Mira Haber, The Guardian, PCATI
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.