İşgalci İsrail ordusuna ait gizli istihbarat verileri, Gazze’de yürütülen savaşın en çarpıcı gerçeğini gözler önüne serdi: İsrail saldırılarında ölen her altı kişiden beşi sivil.
Sızan askeri veri tabanı, Mayıs 2025 itibarıyla Hamas ve İslami Cihad’dan 8 bin 900 militanın öldüğünü veya öldüğü tahmin edildiğini kayda geçiriyor. Ancak aynı dönemde Gazze Sağlık Bakanlığı toplam ölü sayısını 53 bin olarak açıklamıştı.
Bu da hayatını kaybedenlerin yalnızca yüzde 17’sinin direnişçi, geri kalan yüzde 83’ünün ise sivil olduğunu gösteriyor.
Uluslararası çatışma araştırmacıları, bu oranın son otuz yılda görülen en yüksek sivil kayıp oranlarından biri olduğunu belirtiyor. Karşılaştırmalar, bu durumun ancak Ruanda soykırımı, Srebrenitsa katliamı ve Mariupol kuşatması gibi insanlık felaketleriyle karşılaştırılabileceğini ortaya koyuyor.
“Rakamlar bir soykırımın işaretleri”
Birçok akademisyen, hukukçu ve insan hakları örgütü, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü saldırıları “soykırım” olarak nitelendiriyor. Çünkü sivillerin hedef alınması, aç bırakma politikası ve zorunlu göç ettirme planları uluslararası hukuka göre soykırım suçunun temel unsurları arasında.
İsrail ordusu, söz konusu veri tabanının varlığını inkâr etmedi. Ancak, kamuoyuna yaptığı kısa açıklamada “bu rakamların doğru olmadığı” iddiasıyla yetindi, her zamanki gibi hangi verilerin yanlış olduğunu açıklamadı.
İçeriden itiraflar
Eski üst düzey komutanlardan General Itzhak Brik, siyasilerin açıkladığı rakamların gerçekle hiçbir ilgisinin olmadığını iddia ederek “Bu sadece büyük bir blöf” dedi. Gazze’de görev yapan bazı askerler ise bunun aksine öldürülenlerin çoğunun sivil olduğunu, hatta askerlerin “önüne çıkan herkesi militan sayması” için emir aldığını anlattı.
İsrail’in açıkladığı yüksek militan ölümleri, uluslararası hukukun açık ihlali olarak görülüyor. Çünkü ordu, Hamas bağlantısı olmayan sivilleri de “terörist” kategorisine dahil ederek istatistikleri şişiriyor.
Gazze’nin büyük bölümü yıkıntıya dönüşürken, yüz binlerce insan her gün, her saat açlıkla ve yerinden edilme tehdidiyle karşı karşıya. İsrail’in yardım kuruluşlarını devre dışı bırakmasıyla birlikte, yiyecek dağıtım noktalarında onlarca kişi askerlerce vurularak öldürüldü.
Oxford Üniversitesi’nden Prof. Neta Crawford, İsrail’in kullandığı yöntemlerin modern savaş hukukunu tamamen rafa kaldırdığını vurguladı:
“ABD’nin Vietnam sonrası sivilleri korumaya yönelik geliştirdiği tüm prensipler burada yok sayılıyor. İsrail’in uyguladığı strateji, artık sivil zayiatı azaltmayı hedeflemiyor; bilakis, sivilleri doğrudan savaşın hedefi yapıyor.”
Sonuç olarak, İsrail ordusunun kendi gizli verileri bile, Gazze’de yürütülen saldırıların “terörle mücadele” değil, toplu bir sivil katliamı olduğunu gözler önüne seriyor.
Kaynak: Mira Haber, The Guardian
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.