30721

Türkiye’nin İsrail’le ticaret kararsızlığı..Limanlarda gayri resmi mücadele!

Türkiye’de liman yetkilileri gemi acentelerinden resmî olmayan şekilde, gemilerin İsrail ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığına ve ülkeye askeri ya da tehlikeli yük taşımadığına dair yazılı beyan istemeye başladı.

Reuters’a konuşan kaynaklar, Türkiye’deki tüm liman müdürlüklerinin acentelere bu yönde sözlü talimat verdiğini, fakat henüz konuyla ilgili yayımlanmış bir resmî genelgenin olmadığını ifade etti. Uygulamanın Türkiye’nin tüm limanlarında geçerli olduğu bildirildi.

Buna göre, gemi sahiplerinin, işletmecilerinin ve yöneticilerinin İsrail ile hiçbir bağının bulunmadığına dair güvence vermeleri, ayrıca patlayıcı, radyoaktif madde ya da askeri teçhizat gibi belirli malzemelerin gemilerinde yer almadığını beyan etmeleri gerekiyor.

İsrail’le ithalat ve ihracat kesilmemiş miydi?

Hükümet, 2 Mayıs 2024’ten bu yana İsrail ile ithalat ve ihracatı tamamen durdurduğunu açıklamış, tek istisnanın İsrail işgali altındaki Filistin toprakları ile yapılan ticaret olduğunu duyurmuştu.

Ancak limanlarda yaşanan bu gelişmeler, uygulamanın fiili boyutunun söylenenden farklı olduğunu gözler önüne seriyor. Çünkü liman yetkilileri, ellerinde resmî yazı bulunmadığını, gemilerin İsrail bağlantılı olması hâlinde gayriresmî yollardan engelleme yaptıklarını belirtiyor.

İsrail ile ticaret tartışmaları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “İsrail ile ticareti sonlandırarak 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden vazgeçtik. Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan soykırım davasına müdahil olma başvurumuzu da geçtiğimiz aylarda yaptık” dedi. Ticaret Bakanlığı da çeşitli defalar İsrail ile ticaretin sürdüğüne ilişkin haberleri yalanladı.

Buna rağmen, Kasım ayı başında Ambarlı Limanı’nda ZIM konteynerlerinin görüntülenmesi tartışmalara yeni bir boyut ekledi. Zira İsrail devleti uzun süre ZIM Logistics’in hisselerinin yaklaşık yarısına sahip olmuş, şirket hâlen Netanyahu hükümetiyle yakın ilişkilerini sürdürüyor. Söz konusu görüntülerin ardından limanda günlerce protesto eylemleri düzenlenmişti.

Bu süreçte aralarında MÜSİAD üyesi ve iktidara yakınlığıyla bilinen bazı firmaların bulunduğu Türk şirketlerinin İsrail’e çimento, petrol ürünleri ve dikenli tel ihracatını devam ettirdiğine dair belgeler sosyal medyada paylaşılmış, Cumhur İttifakı ortağı BBP’li Mustafa Semerci’ye ait Pamukkale Kablo’nun İsrail ordusunun “bir numaralı kablo tedarikçisi” olduğuna dikkat çekilmişti.

Erdoğan’ın İsrail’e karşı sert söylemlerine, Gazze’deki soykırıma dair uluslararası platformlarda yaptığı çıkışlara rağmen ticaret meselesinde atılan adımların bu denli ağır ve gönülsüz ilerlemesi kamuoyunda soru işaretleri doğuruyor. Toplumun yoğun baskısına rağmen uygulamada adeta “iki ileri bir geri” bir tavır sergilenmesi, Ankara’nın samimiyetini sorgulatıyor ve gerçekten neyi öncelediği sorusunu beraberinde getiriyor.

Kaynak: Mira Haber, Reuters

Bir Cevap Yazın