İsrail işgal ordusu, Gazze’de “güvenli” ilan ettiği insanî alanları gittikçe daraltarak ve 1,7 milyon yerinden edilmiş Filistinli’yi Gazze’nin alanının yalnızca onda birine hapsederek saldırıları ve tahliye emirlerini yoğunlaştırdı.
İşgalci Yahudi katiller, hem gidecek yeri olmayan Gazze halkını sayısız kez göçe zorladı, hem de onları göç yolunda ve sözde “güvenli bölgelerde” haince vurdu, katliam üstüne katliam yaptı.
Çarşamba günü yayınlanan bir bildiride, Hükümet Medya Ofisi, İsrail ordusunun eylemlerini “Gazze’deki sivillere karşı işlenen en iğrenç suçlardan bazıları” olarak kınadı ve özellikle 1,7 milyondan fazla Filistinli’nin devam eden zorla yerinden edilmesine dikkat çekti. Ofis, İsrail’in insanları evlerini terk etmeye zorlamak için bombalama ve uluslararası olarak yasaklanmış silahlar da dahil olmak üzere şiddet tehditleri kullandığını ve bu eylemleri insanlığa karşı suçlar olarak nitelendirdiğini belirtti.
Açıklamada, işgalci İsrail’in Gazze’deki Filistin nüfusunu kasıtlı ve sistematik bir şekilde boğduğu, onları giderek daha küçük alanlara sıkıştırdığı vurgulandı. Bu siviller için ayrılan mevcut alan artık tüm Gazze Şeridi’nin %10’undan daha azını oluşturuyor.
Hükümet Medya Ofisi, uluslararası topluma, küresel örgütlere ve dünya hükümetlerine, İsrail ve ABD’ye baskı yaparak, soykırım olarak nitelendirdiği saldırıları durdurmaları ve İsrail ordusunun Gazze’de insanlığa karşı işlediği suçları engelleme çağrısında bulundu.
Açıklamada ayrıca İsrail’in, Gazze Vadisi’nin güneyindeki 1,7 milyon sivili giderek daralan “güvenli bölgelere” hapsetme stratejisinin zaman çizelgesi de verildi:
Kasım 2023’ün başı: İsrail, Gazze’nin güneyinde 230 kilometrekarelik bir alanın insani güvenli bölge olduğunu iddia etti; bu alan Gazze’nin toplam alanının %63’ünü oluşturuyordu. Buna tarımsal, ticari ve ekonomik araziler ile yollar ve hizmetler de dahildi.
Aralık 2023 başı: Han Yunus’un işgalinin ardından İsrail, “güvenli” bölgeyi 140 kilometrekareye, yani Gazze’nin toplam yüzölçümünün %38,3’üne düşürdü; bu alan hâlâ tarım arazileri, mezarlıklar, ticari bölgeler ve yolları içeriyordu.
Mayıs 2024 başı: Belirlenen “güvenli” bölge, Gazze’nin toplam alanının %20’si olan 79 kilometrekareye daraltıldı.
Haziran 2024 ortası: İsrail, “güvenli” bölgeyi bir kez 60 kilometrekareye düşürdü; bu da Gazze’nin toplam yüzölçümünün %16,4’ünü oluşturuyor.
Temmuz 2024 ortası: “Güvenli” bölge 48 kilometrekareye, yani Gazze’nin toplam yüzölçümünün %13,15’ine düşürüldü.
Ağustos 2024 başı: İsrail, Gazze’nin toplam alanının yalnızca 40 kilometrekaresini veya %10,9’unu “güvenli” bölge olarak talep etti.
Ağustos 2024 ortası: Sözde “güvenli” bölge, Gazze’nin toplam yüzölçümünün yalnızca %9,5’ine, yani sadece 36 kilometrekareye düşürüldü.
İsrail ordusu, 700 bin Filistinli sivilin yaşadığı Gazze ve Kuzey Gazze vilayetlerinin bu “güvenli bölgeler” arasında olmadığını açıkladı.
Çarşamba günü, İsrail ordusu, daha fazla saldırıya hazırlanırken Deir al-Balah’taki birkaç kasabada sakinlerin ve yerinden edilmiş kişilerin tahliyesi için yeni emirler yayınladı. “Güvenli” bölgelerdeki son daralma, bu yasadışı tahliye emirlerinin daha fazla zorla yerinden edilmeye ve yaklaşık iki milyon insanın daha fazla hapsedilmesine işaret ettiği konusunda uyaran Euro-Med’den sert eleştiriler aldı.
Euro-Med, İsrail’in kuzey ve güney Gazze’den gelen yerinden edilmiş insanlara ev sahipliği yapan yoğun nüfuslu bir şehir olan Deir al-Balah’a yönelik devam eden saldırısının insani krizi daha da kötüleştireceğini vurguladı. Birçok yerel ve uluslararası insani yardım kuruluşunun Deir al-Balah’ta merkezi bulunuyor ve şehre yönelik artan saldırılar hayati yardım çabalarını sekteye uğratabilir ve Gazze’deki sivil katliamını daha korkunç bir boyuta sokabilir.