image 2025 12 18 10 52 24

Hizbullah silahsızlanmayı kabul etti mi? “Süreç kısa sürede tamamlanacak!”

Lübnan’da faaliyet gösteren İran destekli Şii örgüt Hizbullah’a ait silahların tasfiye sürecinin gelecek haftalarda tamamlanması bekleniyor

Lübnan yönetimi, ülkenin güneyinde Hizbullah’a ait silahların tamamen tasfiye edildiğini önümüzdeki haftalarda resmen ilan etmeye hazırlanıyor. Aynı süreçte Lübnan ordusunun, örgütün kuzeydeki silah depolarına yönelik yeni bir aşamaya geçmesi bekleniyor.

Washington merkezli Amerikan Lübnan Görev Gücü’nün başındaki isim Ed Gabriel, bölgeye yaptığı temasların ardından düzenlediği basın toplantısında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Gabriel, Litani Nehri’nin güneyinde silahsızlandırma sürecinin neredeyse tamamlandığını belirterek, ordunun artık kuzey için planlamalara başladığını söyledi.

Lübnan Silahlı Kuvvetleri, 2024’ün sonlarında İsrail’le varılan ateşkes kapsamında güneyde Hizbullah’a ait silahları tespit edip imha etmekle görevlendirilmişti.

Kriz döneminde tasfiye

Silahsızlanmanın tamamlandığının ilan edilmesi, Lübnan’ın uluslararası alanda “çökmüş devlet” olarak nitelendirildiği bir döneme denk geliyor. Nitekim dünya siyasetinde diplomatik etkisini neredeyse yitirmiş olan Lübnan, içeride hiperenflasyon ve milli kutuplaşma yaşıyor.

Öte yandan Beyrut yönetimi, ABD’nin arabuluculuğunda İsrail’le doğrudan temaslara başlamış durumda. Bu görüşmeler sürerken İsrail’in Lübnan’a yönelik hava saldırılarını devam ettirmesi ise sürecin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.

Gabriel, olası bir silahsızlanma açıklamasının İsrail’i masaya daha ciddi biçimde oturmaya zorlayıp zorlamayacağı sorusunu gündeme getirirken, Washington’un bu süreci doğrulamasının beklendiğini vurguladı. Lübnan daha önce, güneydeki gelişmeleri teyit etmek üzere ABD veya Fransa askerlerinin konuşlandırılmasına da açık olduğunu duyurmuştu.

Hizbullah’a yenilgi üstüne yenilgi

İsrail, Hizbullah’ın yeniden silahlandığını öne sürerek Lübnan’a yönelik saldırılarını sürdürdü. Kasım ayında güney Beyrut’ta uzun aradan sonra düzenlenen bir saldırıda üst düzey Hizbullah komutanlarından Heysem Ali Tabtabai’nin öldürülmesi, tansiyonu daha da yükseltti.

7 Ekim 2023’te Filistin’de yaşanan gelişmelerin ardından Hizbullah’ın İsrail’e karşı başlattığı saldırılar, Lübnan’ı yeniden savaşın içine çekmişti. Ancak bu müdahale, örgüt açısından ağır sonuçlar doğurdu.

İsrail’in güney Lübnan’a girmesi, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesi ve cephaneliğin büyük ölçüde tahrip edilmesi dengeleri değiştirdi. Ayrıca Aralık 2024’te Suriye’de Beşşar Esed yönetiminin çökmesiyle Hizbullah, İran’a uzanan en önemli lojistik hattını da kaybetti.

Ateşkes ve sessiz onay

Hizbullah’ın İsrail’le ateşkesi kabul etmesinin ardından Lübnan ordusu silahsızlandırma sürecini başlattı. Anlaşma, İsrail’e ABD desteğiyle Hizbullah’ı hedef alma serbestisi tanırken, Lübnan’da silah taşıma yetkisinin yalnızca devlet ordusunda olmasını öngörüyordu.

Hizbullah, bu saldırılara karşılık vermemeyi tercih etti. Lübnan hükümeti ise doğrudan bir iç çatışmayı önlemek için orduyu sahaya örgütün örtük rızasıyla sürdü.

Diplomatlar ve analistler, güneyde kayda değer bir silahsızlanma sağlandığını kabul ediyor. Ancak Hizbullah, İsrail tehdidini gerekçe göstererek silahlarını tamamen bırakmayı reddediyor. İsrail’in sınır hattında beş stratejik tepeyi işgal altında tutması, bu gerekçenin temel dayanaklarından biri olarak gösteriliyor.

Batılı ve Arap diplomatlara göre Hizbullah’ın güney Beyrut ve Bekaa Vadisi’nde hâlâ önemli bir askeri kapasitesi bulunuyor.

Beyrut’un akıbeti ne olacak?

Ülkenin yeni yönetimi, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam liderliğinde Batı ve Körfez ülkelerine yakın bir çizgi izliyor. Son haftalarda Beyrut ile Tahran arasındaki ilişkilerde belirgin bir soğuma yaşandı. Lübnan Dışişleri Bakanı’nın İran davetini geri çevirmesi bu gerilimin sembolik bir göstergesi oldu.

Bu yıl Lübnan’daki diplomatik hareketlilik de dikkat çekici biçimde değişti. İranlı yetkililer düşük profilli ziyaretlerle yetinirken, ABD’li temsilciler art arda ve yüksek görünürlükte temaslar gerçekleştirdi.

Beyrut yönetimi, savaşın ve ekonomik çöküşün ardından Körfez ülkelerinden gelecek yeniden inşa fonlarına bel bağlıyor. Ancak bu kaynakların serbest bırakılması, silahsızlanma sürecinde somut ilerleme şartına bağlanmış durumda.

Kaynak: Mira Haber, MEE

Bir Cevap Yazın