Yemen’de son günlerde yaşanan yeni gelişmeler, bölgedeki güncel haritanın çizgilerini değiştiriyor
Yemen’in güneyinde faaliyet gösteren BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (STC), hafta başında yaptığı açıklamada Aden dâhil olmak üzere güneydeki geniş bir coğrafyada kontrol sağladığını duyurdu. Aden, yaklaşık on yıldır Suudi Arabistan destekli ve uluslararası alanda tanınan hükümetin fiili merkezi olarak biliniyordu.
STC’nin açıklamasına göre, başkanlık makamının yerine geçen sekiz üyeli Başkanlık Liderlik Konseyi’nin başkanı ve başbakan da dâhil olmak üzere bazı üst düzey isimlerin Aden’den ayrıldığı bildirildi. Bu durum, sahadaki güç dağılımında önemli bir değişimin işareti olarak değerlendiriliyor.
Güneydeki ayrılıkçı yapı olarak bilinen STC, iç savaş boyunca Birleşik Arap Emirlikleri’nden destek almış ve zaman zaman Suudi Arabistan destekli hükümete bağlı güçlerle çatışmıştı. İran destekli Husilerin 2014’te Sana’yı ele geçirmesinin ardından hükümet Aden’e taşınmıştı. 2022’den itibaren STC, Riyad’ın öncülük ettiği bir güç paylaşımı çerçevesinde güneydeki bazı bölgelerde yönetimde yer alıyordu.
‘Umut Veren Gelecek’ operasyonu
STC’nin üst düzey isimlerinden Amr el-Bidh, Reuters’e yaptığı açıklamada, geçen hafta başlatılan “Umut Veren Gelecek” isimli askeri operasyonun ardından grubun güneydeki tüm vilayetlerde etkisini artırdığını ifade etti. Metin üzerinden verdiği yanıtta, sekiz güney vilayetinin “Güney Silahlı Kuvvetleri’nin koruması altında” olduğunu belirtti.
El-Bidh, öncelikli amaçlarının askeri alanları tek komuta altında toplamak, güvenliği ve istikrarı güçlendirmek olduğunu söyledi. Ayrıca Husilere karşı olası bir askeri yönelim durumunda hazırlıklı olmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Kendisine yöneltilen sorular üzerine, Başkanlık Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ile Başbakan Salim Salih Bin Bureyk’in Aden’den ayrıldığını doğruladı; ancak STC’nin bu isimlerin kentten çıkmasını talep etmediğini vurguladı. El-Bidh, “kurumsal yapının olduğu gibi korunduğunu” ifade etti.
Resmî reaksiyonlar ve bölgesel dengeler
Başkanlık Konseyi Başkanı el-Alimi, Riyad’da diplomatlara yaptığı bilgilendirmenin ardından yayımladığı açıklamada STC’nin son hamlelerinin, uluslararası alanda tanınan hükümetin meşruiyetini zayıflattığını ve güç paylaşımı anlaşmalarını ihlal ettiğini savundu.
Güneydeki gelişmeler, STC’nin uzun süredir talep ettiği daha geniş özerklik arayışının güç kazanmasına işaret ediyor. Güney Yemen, 1990’daki birleşmeye kadar bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmüştü.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir yetkili, yaptığı değerlendirmede ülkesinin Yemen konusundaki pozisyonunun Suudi Arabistan’ın yürüttüğü siyasi süreçle uyumlu olduğunu açıkladı. Yetkili, Körfez girişimleri ve BM kararları temelinde siyasi çözümün desteklendiğini belirtti. Suudi Arabistan’dan ise gelişmelere ilişkin hemen bir açıklama gelmedi.
Sahadaki durum
El-Bidh, STC’nin ilerleyişi sırasında bazı bölgelerde sınırlı dirençle karşılaşıldığını söyledi. Hadramut ve el-Mehra gibi Umman ve Suudi Arabistan sınırındaki stratejik vilayetlerde STC’nin güç kazandığı belirtildi. Hadramut’ta çatışmalar yaşanırken, el-Mehra’da yerel güçlerin STC ile koordineli hareket ettiği ve bir çatışma meydana gelmediği aktarıldı.
STC’deki başka bir yetkili, kontrolün Hadramut’ta operasyonun başlamasından sonraki 48 saat içinde sağlandığını iddia etti. Aynı yetkili, Suudi güçlerinin Kızıldeniz ile Aden Körfezi’nin birleştiği stratejik Babü’l-Mendep bölgesindeki Perim Adası’ndan çekilerek yönetimi STC’ye devrettiğini ve Aden’deki başkanlık sarayı çevresindeki bazı noktalardan da ayrıldığını öne sürdü.
Yemen iç savaşında 2022’de oluşan kısmi sakinlik, Husiler ile güneydeki hükümet güçleri arasında olası bir siyasi çözüm arayışını güçlendirmişti. Ancak güneyde ortaya çıkan yeni güç dengesi, bu sürecin geleceğini belirsizleştiriyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.