Uzun yıllardır süren ve tanınan bir devletleri olmadığı için her türlü baskı ve zulüm altında yaşamak zorunda bırakılan Doğu Türkistanlı Uygurlara yapılan zulüm her geçen gün daha da şiddetlenerek devam ediyor.
Bu zulmün son kurbanı milyonlarca hikaye arasından bir kadın, verdiği röportajda Çin Hükümeti ve yetkililerden gördüğü eziyetleri açıkça gözler önüne sererek herkesin yüreğini sızlattı.
Üç çocuk annesi Mihrigul Tursun, Mısır’da doğan üçüz bebeklerinin bakımına maddi yardım etmeleri için Çin’de yaşayan ailesinin yanına dönmeye karar verdiğinde, hayatında hiç unutmayacağı bir kabusu yaşamaya mahkum edildi.
Tursun, 13 Mayıs 2015’te 2 aylık üçüzleriyle Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’ye iniş yaptı. Röportajda belirttiğine göre Tursun, öncelikle bir sorgu odasına götürüldü ve daha sonra ise polislerin bebeklerine göz kulak olacağı söylendi.
“Üçüzlerimden biri kız, ikisi oğlandı. Havalimanında onları benden ayırdıktan sonra bebeklerimin iyi olacağını söylediler. Daha sonra ise beni kelepçeleyip başıma bir başlık taktılar.Oradan ise doğru Heijiaşan Hapishanesi’ne götürüldüm.”
Mihrigul, 2 ay boyunca bebeklerinin nerede olduğunu bile bilmeden sebepsizce hapishanede tutuldu. Bu gözaltı, önündeki 2 buçuk yıl boyunca Mihrigul’un maruz kalacağı 3 gözaltından ilki olmuştu.
Hapishane sonrası devam eden işkenceleri Tursun şu sözlerle dile getirdi.
“Salındıktan hemen sonra çocuklarımın yanına, hastaneye gittim. Fakat ertesi gün bana, oğullarımdan birinin öldüğünü söylediler.”
Zalim Çin yetkilileri, Tursun’u ölü bebeğini görmekten alıkoydu ve sadece uzaktan bakılmasına izin verildi.
“Onun yanına yaklaştırmadılar. Nefes alıp almadığını bile bilmiyordum…”
Bebekleriyle kavuştuktan sonra ise bunun sevincini yaşayamadan zulüm daha da şiddetlenerek devam etti.
“Ölümün daha iyi bir seçenek olduğunu düşündüm!”
Tarihteki en kötü ve genelde idam infazları için kullanılan elektroşok cihazı, zalim Çinliler sadece etnik kimlikleri yüzünden Uygur Türkleri üzerlerine uygulanıyor.
“Kafamın üzerine kablolarla bağlı metal bir cihaz yerleştirdiler. Ben öldüreceklerini düşündüm. Açıldığında kafam titredi. Elektroşok ile işkence görünce, ölümün daha iyi olduğunu düşünüyorsun. Çünkü acı, kemiklerinizden damarlarınıza kadar işliyor…”
Mihrigul, bu işkencelerin sonunda 2018 yılının Nisan ayında Çin Hükümeti tarafından çocuklarının tedavisi için Mısır’a gitmek için izin almayı başardı. Fakat Mısır’a vardığı an, kocasının Çin tarafından 16 yıl hapis cezasına çarptırıldığını öğrendi..
Buna rağmen Çin, tıpkı Uygurlular gibi zulüm ve işkencelere maruz kalan Filistinli mazlumların bir devlet kurması halinde onlara destek vereceğini söylüyor fakat kendi çatısı altında yaşananlara göz yumuyor.
Kaynak: Mira Haber