Siyonist İsrail ordusu, Suriye’nin Kuneytra kırsalında stratejik öneme sahip Tel Ahmar bölgesine bayrağını dikerek bölgedeki askeri varlığını pekiştirdi. Bu hamle, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki işgalini sembolize ederken, Suriye rejimiyle Abu Dabi’de gerçekleşen gizli görüşmelere dair detaylar İsrail basını tarafından sızdırıldı.
BAE’nin üst düzey bir yetkilisinin evinde gerçekleşen ve Suriye tarafını Ahmed eş-Şara’ya yakın isimlerin temsil ettiği toplantıda Suriye heyetinin, hava saldırılarının durdurulmasını ve ülke içindeki durumun çözülmesi için kendilerine zaman verilmesini talep ettiği belirtiliyor. Ancak Siyonist basının radarına takılan en dikkat çeken şey, Şam rejiminin İsrail hakkındaki söylem değişikliği oldu.
Şara’nın Geçmiş Söylemleri ve İronik Dönüşüm
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’nın 2010’larda “Önce Şam’ı, sonra Kudüs’ü özgürleştireceğiz” şeklinde sloganlaşan anlayışın tarihin tozlu raflarına gömüldüğü görülüyor. Zira ‘siyonist varlık’ söylemi bugün yerini meşru görülen bir “İsrail devleti” ifadesine bırakmış durumda.
İsrail basınında “tarihi bir taviz” olarak yorumlanan bu şok dönüşüm, Şam rejiminin içinde bulunduğu çıkmazın bir göstergesi. AB’nin son dönemdeki uluslararası konferanslarında da, Suriyeli ve İsrailli yetkililer arasında gerçekleşen gayriresmi görüşmelerde Suriye tarafının “ılımlı” bir dil benimsediği konuşuluyor. Ancak bugün Müslümanlara en çok zarar veren Siyonist katillere yönelik bu pozitif tavır, HTŞ tabanında ve Suriye halkı tarafından “ihanet” olarak nitelendiriliyor.
Rüzgar estirenlerden rüzgara kapılanlara..
Zamanında “Kudüs yolunda Şam” diyerek tarih sahnesine çıkma iddiası taşıyan Ahmed eş-Şara’nın bugün, İsrail’in hava saldırıları karşısında yalnızca “biraz anlayış” talep edebilecek kadar köşeye sıkışmış olması, siyasal hafızada ibretlik bir yenilgi olarak yerini alıyor.
Bir dönem meydan okuyan sesler artık diplomatik fısıltılara dönüşmüş, rejim ise kendi kaderine yön vermekten çok, başkentteki istikrarın dış aktörlerin rızasına bağlı olduğu bir yapıya evrilmiş durumda. Şam yönetimi, düşman bellediği İsrail’e karşı artık bir savunma stratejisi üretmeyi bırakmış, saldırıların durması için adeta rica eder hale gelmiştir.
Oysa aynı yönetim, İdlib’de muhaliflere karşı hâlâ demir yumruğunu elden bırakmıyor. Bir zamanların “fetih” söylemleriyle rüzgar estiren Şara, bugün ancak rüzgarın önünde sürüklenen bir yaprak kadar etkili görünüyor. Suriye rejiminin bu hâli, yalnızca bir geri adım değil; ideallerin, egemenliğin ve bağımsız dik duruşun sistemli çöküşünün açık bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Kaynak: Mira Haber