Öğrenciler,  ABD üniversitelerinde ifade özgürlüğüne ve protesto hakkına karşı uygulanan yaygın baskıyla mücadele etmeye devam ediyor

 

Birleşik Devletler Manhattan’daki New York Üniversitesi’nin (NYU) yöneticileri, İsrail’in Gazze’deki savaşına karşı öğrenci protestoları kampüsleri etkisi altına almaya devam ederken, savaş karşıtı göstericilerin kampüsün önemli mülklerini ele geçirmesini engellemek için Salı günü bir duvar inşa etti. 

Bu durum yoldan geçenler ve öğrenciler tarafından alay konusu oldu. 

Çarşamba sabahı geç saatlerde, Cambridge, Massachusetts’teki Harvard Üniversitesi öğrencileri, Filistinlilerle dayanışma amacıyla bir kamp başlatan son öğrenciler oldular ve mali şeffaflık ve İsrail’in topraklarını işgalinden vurgun yapan şirketlerin tasfiye edilmesi çağrısında bulundular.

Filistin’deki öğrenci kampları son birkaç gün içinde 30 üniversiteye ulaştı. Diğer üniversitelerden gelen öğrenciler, Vietnam Savaşı’ndan bu yana savaşa ve ABD askeri-endüstriyel kompleksine karşı düzenlenen en büyük seferberliklerden biri olarak görülen eyleme katılma niyetlerinin sinyallerini verdi.

Çarşamba günü öğrenciler Rhode Island’ın Providence kentindeki Brown Üniversitesi’nde de bir protesto başlattı.

Eylemin arkasındaki grup koalisyonu açıklamasında, 80 öğrencinin üniversitenin ana yeşil alanına çadır ve tenteler kurarak eyleme katıldığını söyledi. 

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi;

“Brown, Gazze halkıyla dayanışma amacıyla, İsrail’in Gazze’de devam eden soykırım kampanyasında ve şiddet yanlısı rejiminde kurumsal suç ortaklığına son verilmesi çağrısında bulunan, Amerikan üniversite ve kolej kampüslerinde büyüyen öğrenci hareketine katılıyor.”

Yüzlerce öğrenci ayrıca Austin’deki Texas Üniversitesi’nde greve katıldı ve Çarşamba gününün geri kalanında atölye çalışmaları ve dersler düzenlemeyi planladıkları okulun güney çimenliğinde bir gün boyunca işgale başladı.

Raporlara göre eyalet polisleri çağrıldı ve çok sayıda öğrenci tutuklandı. 

Filistin Dayanışma Komitesi’nin (PSC) üniversite bölümü bir açıklamada şunları söyledi;

“Üniversitelerimiz kârı ve itibarı Filistin halkının yaşamları ve öğrenciler olarak bizim irademiz üzerinde seçmiştir. Adaleti gerçekleştirmeye ve kampüste Filistin’in kurtuluşunu desteklemeye kendini adamış öğrencilerin, personelin ve öğretim üyelerinin gücünü ve kuvvetini tanımalıyız.” 

“Üniversitemizi geri alacağız ve yönetimimizden Gazze halkı için yatırımları geri çekmesini talep edeceğiz!” 

Columbia Üniversitesi, önceki gece öğrenciler ve yöneticiler arasındaki müzakerelerin bozulduğuna dair haberlerin ardından Çarşamba günü büyük bir hareketliliğe sahne oldu.

Salı akşamı, öğrenci organizatörlerinin yöneticiler tarafından teslim olmakla ya da Ulusal Muhafızlarla yüzleşmekle tehdit edildiklerini söylemelerinin ardından, kampüste kurulan kampa yakında bir polis baskını yapılacağına dair söylentiler dolaşmaya başlayınca, öğrenci topluluğunda panik yayıldı. 

Çarşamba sabahı, öğrencilerin “önemli sayıda çadırı” kaldırmayı ve kampta yalnızca Columbia öğrencilerinin kalmasını sağlamayı kabul ettikleri açıklandı. 

Columbia Üniversitesi’nin 12 kilometre güneyindeki NYU’da öğrenciler ve öğretim üyeleri hâlâ üniversite yöneticilerinin son 48 saatteki eylemlerinden etkileniyor.

Salı öğleden sonra, NYU’nun, NYU’daki Gould Plaza’daki kampı dağıtmak için 120’den fazla öğrenci ve öğretim üyesi tutuklanırken, yöneticiler NYU’nun Stern İşletme Okulu’nun girişini engelleyen ahşap bir duvar inşa ettiler.

Kontrplaktan yapılmış ve yaklaşık yarım düzine polis memuru tarafından korunan duvar, öğrenciler ve yoldan geçenler tarafından hemen alay konusu oldu ve bunların çoğu yeni inşaat karşısında şok olduğunu ifade etti. 

Yoldan geçen birkaç kişi durdu, fotoğraf çekti ve üniversitenin ifade özgürlüğünü bastırmak için verdiği acıklı tepki olarak adlandırdıkları şeyle alay etti. Bazıları duvara küçük Filistin çıkartmaları yapıştırırken, ahşap cephede hafifçe “NYU Utanç Duvarı” yazısı görülebiliyordu.

Birçok yazar ve yorumcu da sosyal medyada bir alay konusu başlattı. Bir akademisyen retorik bir şekilde şu soruyu sordu;

“Sömürgelerde kullanılan teknikler her zaman metropole de ulaşır, değil mi?” 

Öğrenciler, duvarın inşasının, son altı ay içinde Filistin konusunu veya Gazze’de ortaya çıkan soykırımı gündeme getirmeye cesaret eden öğrenci ve öğretim üyeleriyle üniversitenin nasıl baş ettiğinin bir örneğini oluşturduğunu söyledi. Öğrencilerin uzaklaştırılmasına ve öğretim üyelerinin sözleşmelerinin feshedilmesine yol açan bir gözdağı, korku ve kışkırtma kültürünü anlattılar. 

NYU Üçüncü sınıf hukuk öğrencisi Ryna Workman şunları söyledi;

“Ekim ayındaki bir grevde ‘Filistin’den Meksika’ya, tüm duvarlar yıkılmalı’ sloganı atıyordum, aynı duvarların kampüsümüze de getirileceğini bilmiyordum.” 

“NYU bize imparatorluğun şiddetinin nasıl her zaman eve geldiğine dair bir örnek verdi. Ancak duvarlar ve imparatorluklar yıkılacak” 

NYU’da tıp okuyan başka bir öğrenci,  “NYU’nun utanç verici davranışına” dikkat çekeceğini söyledi. İsminin gizli kalmasını isteyen öğrenci şunları söyledi;

“Gazze’deki sağlık çalışanları için haykıran ve yüzlercesi toplu mezarlardan çıkarılan öğrencilere karşı uygulanan baskı ve misillemelerin korkunç ahlaki başarısızlığını gizleyebilecek fiziksel veya retorik hiçbir duvar yok.”

Kaynak: Mira Haber