İsrail ordusunun Batı Şeria’nın kuzeyinde başlattığı geniş çaplı ve ölümcül saldırılar ikinci intifadadan bu yana gerçekleşen en büyük saldırı oldu. Ancak ne bombardıman, ne tutuklamalar Batı Şeria’da kök salmış direnişi yok edemiyor.
İşgal güçleri 20 yılın ardından Cenin, Tulkarem ve Tubas’ta mülteci kamplarında acımasız bir saldırı başlatarak en az 20 Filistinli’yi öldürdü, altyapıya, yollara, su şebekelerine büyük zararlar verdi ve şehrin elektriği kesti.
İsrail’in iç casusluk ve işkence teşkilatı Şin Bet’in yönetimi altında yüzlerce İsrail askeri, keskin nişancı, sınır polisi ve gizli kuvvetler, askeri araçlar, buldozerler, insansız hava araçları ve helikopterlerle kasabaları ve mülteci kamplarını işgal etti.
İsrail güçleri ayrıca kamptaki ana hastaneyi kuşattı, çatılara keskin nişancılar yerleştirdi, sağlık görevlilerine ve ambulanslara ateş açarak sivilleri öldürdü.
İsrail güçleri Cuma günü Cenin’de Filistin Kızılayı ambulansına açtığı ateşle, bir doktor ve iki sağlık görevlisini yaraladı. Askerler ayrıca saldırıyı haber yapan gazetecilere de ateş açtı.
İsrail güçleri Kassam Tugayları’nın Cenin bölgesi komutanı Visam Hazem’i öldürdü. İsrail askerleri diğer direniş gruplarından iki savaşçının aracına ateş açtı.
Cenin’de işgalci teröristlerle uzun süreli ve yoğun çatışmalara hazır olduklarını duyuran Kassam Tugayları, bombaların ardına sığınan İsrail ordusuna meydan okudu.
İsrail güçleri Cenin’deki birkaç hastaneyi kuşattı, hastanenin suyunu kesti ve ambulansların ve sağlık görevlilerinin hareketini engelledi. İnsan hakları grupları, işgalcilerin ayrıca yaralı, ölü veya hasta Filistinlileri taşıyan ambulansları durdurup arama yaptıklarını söyledi.
Çocuk ve gençlere yönelik hava saldırıları
Çarşamba gecesi İsrail’e ait bir insansız hava aracından atılan füze, evlerinin çatısındaki 13 yaşındaki Murad Masoud Naaja ile 17 yaşındaki kardeşi Muhammad Masoud Naaja’yı vücutlarını parçalayarak öldürdü.
İsrail güçleri, ambulansların sabaha kadar çatıda kalan çocukların cenazelerine ulaşmasını engelledi.
26 Ağustos’ta Nur Şems kampında, 15 yaşındaki Adnan Aysar Jaber ve 13 yaşındaki Muhammad Ahmad Elian’ı “aranan bir grup adamın yanında” dururken İsrail tarafından atılan bir insansız hava aracı füzesiyle vuruldu.
Bir gün önce, işgal güçleri Salfit’in kuzeyindeki Marda köyünün yakınında 17 yaşındaki Mosab Hassan Moqasqas’ı vurarak öldürdü. İsrail güçleri araca ateş etmeye başladığında, Filistinli bir adamla arabada seyahat ediyordu. İsrail teröristleri, Mossab’ın cesedini kaçırdı.
İsrail ordusu, 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da düzenli olarak hava saldırıları düzenliyor.
BM gözlem grubu OCHA’ya göre, İsrail’in Batı Şeria’nın kuzeyinde Ekim ayından Ağustos sonuna kadar düzenlediği 50’ye yakın hava saldırısında 130’dan fazla Filistinli öldü, 40’tan fazla kişi yaralandı.
Direnişi yok etme hayali
Batı Şeria’da direnişi ortadan kaldırma hayali kuran işgalci teröristler, devam eden saldırılar sırasında İslami Cihat direniş grubunun Tulkarem Tugayı Lideri Muhammed Cabir de dahil olmak üzere çok sayıda mücahidi öldürdü.
Ebu Şucaa lakabıyla tanınan Caber, İsrail’in kendisini öldürdüğünü iddia ettiği saldırının ardından nisan ayında Nur Şems mülteci kampında yas tutanların arasında göründüğünde efsaneleşmişti.
İsrail’in Batı Şeria’da deneyimli liderleri öldürmesi bir darbe olsa da, bu durum direnişin yörüngesini değiştirmiyor ve direniş sürekli olarak yeni liderler ortaya çıkarıyor.
Bugün var olan direniş gruplarının, 20 yıl önce İsrail’le ikinci intifada sırasında savaşan gruplarla aynı oluşu, bu durumu açıkça ortaya koyuyor. Buna rağmen işgalci Yahudi teröristler, soykırım, katliam ve işgalin temeli olan büyük İsrail rüyasından uyanmıyor.
Kaynak: Mira Haber