Gazze’de işgalin vahşeti bir kez daha kayıtlara geçti. İsrail güçleri, ellerinde silah olmayan, herhangi bir çatışmaya karışmamış iki Filistinli sivili hedef aldı. Üstelik bir kurşunla değil, bir insansız hava aracından atılan bomba ile.
İşgalci İsrail ordusu, saldırının ardından herhangi bir güvenlik tehdidinden söz edemedi. Zira saldırıya uğrayanlar, yalnızca yaşamak isteyen masum sivillerdi. Bu olay, İsrail’in Filistin halkına yönelik sürdürdüğü sistematik etnik temizlik politikasının yeni bir örneğinden ibarettir.
Vur emri değil, infaz emri
İsrail’in bu saldırısı, yalnızca iki hayatı değil, uluslararası hukukun da onurunu yerle bir etti. Silahsız sivilleri kasten hedef almak, açık bir savaş suçudur. Ancak ne İsrail yargılanıyor, ne de bu cinayetlerin failleri hesap veriyor. Çünkü arkasında Batılı devletlerin sessiz ortaklığı ve iki yüzlü “güvenlik” söylemleri var.
Bugün iki sivil öldürüldü. Dün bir çocuk, önceki gün bir kadın… Her biri birer istatistik gibi kayıtlara geçiyor ama İsrail’in suç dosyası her gün kabarıyor.
İnsanlık nerede?
Bu olay yalnızca Filistinlilerin meselesi değildir. Bu, bir halkın yaşama hakkına karşı yürütülen soykırımcı bir politikanın yeni bir halkasıdır. Eğer iki silahsız insanın bomba ile katledilmesi dünya kamuoyunda bir öfke doğurmuyorsa, sorun artık yalnızca işgalde değil, küresel vicdanın iflasındadır.
İsrail’in bu saldırılarını görmezden gelenler, yalnızca susmuyor; bu suça ortaklık ediyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.