İsrail’i aratmayan eziyet: Göç İdaresi’nde Filistinli göçmene işkence!

Son yıllarda Türkiye’de göçmenlere yönelik artan ayrımcılık ve şiddet iddiaları, bu kez vahim bir vakayla yeniden gündeme geldi

2014’ten bu yana Türkiye’de yaşayan ve burada ailesini kurmuş Kudüs doğumlu Filistinli Yahya Abuznaid, “adres güncellemesi” gerekçesiyle çağrıldığı Göç İdaresi’nde kaçırıldığını, işkenceye uğradığını ve insanlık dışı muameleye maruz kaldığını açıkladı.

Göç İdaresi’ne güvenip gittiği binada tanımadığı kişilerce bir odaya kapatıldığını söyleyen Abuznaid, kendisine “ajan mısın?” sorusunun yöneltildiğini, inkâr ettiğinde ise dayak, küfür ve psikolojik şiddetle karşılaştığını ifade etti.

“Göç İdaresi’nden adres güncellemesi için çağrıldım. İçeri girdiğimde, üç kişi beni bir odaya alarak sorgulamaya başladı. Bana ajan olup olmadığımı, değilsem neden İsrail’in bana zarar vermediğini sordular. Olmadığımı söyleyince, içlerinden biri bana tokat attı ve hakaret etti.

Devletin böyle davranmaması gerektiğini söyledim. Beni ikna ederek “barışalım, çay içelim” dediler. Sonraki gün beni bir arabaya bindirip kaçırdılar.

5292052660121368196 121

“Bu zulmü İsrail’den beklerdim!”

Yedi saat boyunca dövüldüğünü, kendisinden zorla ajanlık itirafı istenildiğini, tuvalete dahi kelepçeyle girmek zorunda bırakıldığını anlatan Abuznaid, “Seni mezarlığa götüreceğiz dediler, Allah var dedim. Bu zulmü İsrail’den beklerdim, sizden değil” diyerek yaşadığı hayal kırıklığını dile getirdi.

“Tuvalete bile kelepçeyle girdim. Eşyalarım alındı. Saatlerce bekletildim. Sonra odaya girip beni dövdüler, ajan olduğumu itiraf etmemi istediler. Yerde sürükleyip tekrar tekrar vurdular.”

Sorgunun ardından serbest bırakılan Abuznaid, olaydan kısa süre sonra oturma izninin iptal edildiğini ve Türkiye’ye girişinin G-82 koduyla yasaklandığını öğrendi. G-82, Türkiye’de milli güvenliği tehdit ettiği düşünülen yabancılara uygulanan bir yasak kodu.

Göçmenlere gözdağı mı?

Bu olay, yalnızca bir bireyin yaşadığı travmayı değil, Türkiye’de son yıllarda göçmenlere yönelik sistematik dışlamanın ve hedef göstermenin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor. “Yardım topladığım gerekçesiyle sorguya çekildim fakat her şey şeffaftı, delillerim vardı” diyen Abuznaid’in elindeki kanıtlar göz ardı edilmiş, insan onuru ayaklar altına alınmış durumda.

Türkiye, bir yandan sığınmacılar için güvenli liman olduğunu savunurken, diğer yandan resmi kurumların adının karıştığı bu tür karanlık olaylar, “göçmenlere karşı yeni bir sindirme politikası mı yürütülüyor?” sorusunu gündeme getiriyor.

Filistin davasına sahip çıktığını her fırsatta dile getiren, mazlumların yanında olduğunu söyleyen bir ülkenin, bir Filistinliye İsrail’i aratmayacak düzeyde bir zulüm uygulaması, sadece çelişki değil, açık bir vicdan yarasıdır. Üstelik bu tür vakalar ilk değil; benzer işkence, baskı ve hukuksuzluk iddiaları daha önce de defalarca gündeme gelmesine rağmen, ne bir soruşturma açılmış, ne de kamuoyunda ciddi bir tepki doğmuştur.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın