ç

İsrail, Suriye’deki mevzilerinden çekilmek için pazarlıkta!

Siyonist İsrail rejimi, Suriye topraklarında yıllardır süren fitne ve karışıklıktan istifadeyle yürüttüğü planlarına bir yenisini daha ekledi. İsrail medyasında yer alan haberlere göre, geçtiğimiz hafta Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de dikkat çeken bir görüşme gerçekleştirildi. Görüşmeye, İsrail ordusunun harekat dairesi başkanı Uded Basiuk başkanlığındaki bir İsrail heyeti ile Suriye rejiminin yeni yapılanmasında yer aldığı belirtilen, Ahmed eş-Şara’ya yakın isimler katıldı.

“Dürzileri koruma” bahanesiyle güney Suriye’ye tampon bölge mi?

Görüşmenin içeriğine dair sızan bilgiler, siyonist rejimin bölgede sözde “istikrar” bahanesiyle yeni bir işgal planını devreye sokma niyetini gözler önüne seriyor. İsrail’in özellikle Dürzi nüfusu koruma iddiası altında Şam’ın güneyinde bir tampon bölge oluşturmak istediği, bu yolla hem İran etkisini sınırlamak hem de kendi sınırlarını güvenceye almak istediği belirtiliyor.

Ancak bu güvenlik bahanesi, geçmişte Gazze’de, Kudüs’te ve Batı Şeria’da gördüğümüz gibi yine Müslümanların topraklarına sızmak ve kontrolü ele geçirmek için kullanılan bir kılıftan ibaret.

İsrail, Esad sonrası kurulan düzenle temasa geçti

Haberde dikkat çeken bir diğer husus ise, İsrail’in Beşşar Esed rejiminin düşüşüyle birlikte doğan yeni güç boşluğunu doldurmak adına Suriye muhalefetine yakın gruplarla ilişkisini derinleştirdiği ve bu gruplardan bazılarını Ahmed eş-Şara ile bağlantılı olduğu ifade ediliyor.

Savaş boyunca İsrail’in binlerce muhalif savaşçıyı kendi hastanelerinde tedavi etmesi, bu kirli ittifakların sadece askeri değil, insani kılıfa bürünmüş stratejik bir hamle olduğunu gösteriyor. Bu, işgalci rejimin hem dünya kamuoyunun gözünü boyamak hem de gelecekte kontrol edeceği kukla unsurları şimdiden kendi saflarına çekmek için yürüttüğü sistemli bir operasyondur.

Bu gelişmeler, Suriye halkının acısını kendi çıkarları için kullananların yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor. Siyonist İsrail, Suriye topraklarında bir kez daha fitnenin, işgalin ve bölünmüşlüğün öncüsü olmaya hazırlanıyor. Ümmetin her bir ferdi, bu tür kirli anlaşmalara karşı bilinçli olmalı ve mazlumların yanında durmalıdır.

Suriye’nin geleceği, işgalcilerle yapılan pazarlıklarda değil; halkın izzetli direnişinde, İslam kardeşliğinde ve adil bir yönetişimde şekillenmelidir.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın