İşgalcilerin casus kabusu; 200 bin Şekel’e İsrail’i İran’a sattılar!

İsrail basınında yer alan çarpıcı bir habere göre, İsrail savcılığı, üç yerleşimci Yahudi hakkında İran istihbarat ajanlarıyla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle iddianame hazırladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin haberine göre, sanıklar Telegram uygulaması üzerinden İranlı ajanlarla iletişime geçti, kripto para karşılığında bilgi topladı ve sabotaj planlarına katıldı.

İsrailli avukat Amos Danieli tarafından hazırlanan ilk iddianamede, 18 yaşındaki Yoni Segal ile 20 yaşındaki Nahorai Mizrahi adlı yerleşimci Yahudilerin, Mayıs 2025’te kendilerini “solcu aktivistler” olarak tanıtan İranlı aracı kişilerle Telegram üzerinden temasa geçtiği belirtildi.

İlk görev: “Bibi Diktatör” yazılı kâğıdı yakmak

Başlangıçta sembolik görevler verildi: “Bibi diktatör” yazılı bir kağıdı yakmak gibi. Ancak zamanla görevlerin niteliği ağırlaştı. İkiliye, Tel Aviv, Hayfa ve Netanya’daki alışveriş merkezleri ile Ichilov Hastanesi’nin giriş, kamera yerleşimi ve güvenlik noktalarını fotoğraflamaları emredildi.

İddianameye göre İranlı ajanlar, Segal ve Mizrahi adlı casuslara her biri 200.000 şekel karşılığında güvenlik eğitimi almak üzere İran’a seyahat teklif etti. Segal’in yabancı pasaportu olduğu, Mizrahi’nin ise geçici pasaport almak istediği ortaya çıktı. Segal, deniz yoluyla ülkeden kaçış planı yaptı, bu kaçış için 7.000 şekel avans aldı ve şifreli bir uygulamada “Lior” adlı ajanla bağlantı kurdu. Bu kişinin Tahran’da olduğu anlaşıldı.

Ayrı bir iddianamede ise, 33 yaşındaki Mark Morgen Pinsky, Haziran ayında Telegram üzerinden “Alex” takma isimli bir İran ajanıyla bağlantıya geçmekle suçlandı. Pinsky, günlük 2.000 NIS karşılığında el bombası taşımayı, roket saldırılarının etkilerini görüntülemeyi ve fırlatılan füzelere ilişkin videolar çekmeyi kabul etti. Bir görevde 4.500 NIS karşılığında üç aracı ateşe vermesi istendi, ancak görevi tamamlayamadı.

Savcılık, Pinsky’ye İran istihbaratına çalışmak, düşman devlete fayda sağlayacak bilgiler aktarmak ve yaklaşık 800 gram uyuşturucuyu yasadışı biçimde bulundurmak gibi suçlamalar yöneltti. İddianamede, sanığın “düşman varlıklarla iş birliği yaptığını bilerek maddi kazanç için hareket ettiği” belirtildi. 

İsrail kamuoyunda büyük yankı uyandıran olay, İran istihbaratının dijital platformlar üzerinden İsrail içindeki sızma girişimlerinin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Kaynak; Mira Haber