İşgalci Zalim İsrail Ordusu Çöküyor

İşgalci İsrail Ordusu Çöküyor: Zulüm Makinesi İçten İçe Çürüyor

İşgalci İsrail rejiminin Gazze’de ve Batı Şeria’da sürdürdüğü vahşet, kendi ordusunu da içten içe kemiriyor. Emekli general Yitzhak Brik’in itirafları, bu zulüm aygıtının derin bir “insan kaynağı çöküşü” yaşadığını ve dağılma noktasına geldiğini gözler önüne serdi.

Terör Ordusu Dağılıyor: Binlerce Subay Kaçıyor

İşgal güçlerinin soykırım operasyonlarını yürüten beyin takımı, kendi suçlarının ağırlığı altında eziliyor. Brik’in açıkladığı üzere, “binlerce subay ve astsubay” terhis olmak için sıraya girdi. Bu, ordunun işleyişini tehdit eden “benzeri görülmemiş bir firar krizi” anlamına geliyor. Savaş suçlarına ortak olmak istemeyen, uzun süreli katliam görevlerinin psikolojik yükünü taşıyamayan veya rejimin geleceğine dair inancını yitiren profesyonel kadrolar, birer birer bu kanlı makineden kaçıyor.

Genç Nesil Katliamcı Olmayı Reddediyor

İşgal rejiminin en büyük korkusu gerçekleşiyor: Yeni nesil, bu terör örgütüne gönüllü asker olmaya yanaşmıyor. Genç İsrailliler, işgalci ordunun “kalıcı sözleşme” köleliğini reddediyor. Yüksek riskli katliam birliklerine gönüllü olanların sayısı dibe vurdu. Ordu içindeki moral ve motivasyon ise “iflas etmiş” durumda. Zulümle beslenen bir ordunun, ona kan taşıyan yeni damarlardan mahrum kalması kaçınılmazdı.

Tecrübeli Cellatların Yerini Çömezler Alıyor

En çarpıcı tespit ise şu: Tecrübeli subayların kitlesel kaçışı, işgal ordusunun “vahşet kapasitesini” de düşürüyor. Brik’in ifadesiyle, “personelin niteliği hızla çöküyor.” Stratejik karar alma, operasyon planlama ve sahadaki terörü yönetme yeteneği zarar görüyor. Yani, rejim yalnızca asker kaybetmiyor; en iyi eğitimli katliam uzmanlarını da kaybediyor. Bu, sömürgeci şiddet makinasının dişlilerinin bir bir döküldüğünün en net göstergesi.

Zulüm Ayakta Duramaz

İşgalci İsrail ordusu, Filistin halkına uyguladığı tarihi zulmün bedelini, kendi iç çürümesiyle ödüyor. Hem fiziksel hem de ahlaki bir çöküş yaşıyor. Gençler ona katılmıyor, tecrübelileri onu terk ediyor, kalanların morali yerlerde sürünüyor. Bu, adaletin bir tezahürüdür: Kendi halkını da esir alan, onu sürekli savaş ve suç psikolojisiyle yaşatan bir terör rejimi, eninde sonunda kendi kabuğunda boğulur. Filistin direnişinin azmi karşısında, İsrail’in zalim ordusu içerden çürüyerek dağılıyor.

 

Kaynak:MiraHaber