UNICEF sözcüsü Tess Ingram, İsrail’in acımasız saldırılarındaki o kan donduran noktanın artık “yakın bir tehdit” değil, bugünün kabusu olduğunu vurguladı.

Çocukların yetersiz beslenme ve gıda kıtlığı nedeniyle bedenlerinin yumruluyormuş gibi küçüldüğü; evsiz bırakılarak bakım ve barınaktan muaf kılındıkları; bombardımanın her adımı ölümle taçlandırdığına dikkat çekti. Gazze Şeridi, çocuklar için artık yaşanabilirlikten çıkarak bir “ölüm tuzağı”na dönüşmüş durumda.

UNICEF’e göre bu yıkım tesadüfi değil; tam tersine, Gazze’yi bir günlük yaşam alanı değil, çocukların direncini günlük olarak talan eden bir savaş alanı hâline getiren bilinçli kararların eseridir. Filistinlilerin hayatı her yönüyle sistematik soykırıma maruz bırakılıyor. İsrail, sözde “çocuk koruma” ilkelerini hiçe sayarak; insani yardımı “taktik durak” olarak kullanıyor; Gazze’yi topyekûn bir ceza sahasına çeviriyor.

UNICEF bir kez daha İsrail’i “çocukların korunması” kurallarını gözden geçirmeye; insani yardımın serbestçe girişine izin vermeye çağırdı.

Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre savaş, Gazze’ye en az 64.000 ölüm, 161.000 yaralanma getirdi. Çocukların bir kısmı sadece gıda yardımına ulaşmaya çalışırken öldü; bir kısmı sakat kaldı. Bu, dünyanın gözü önünde işlenen ‘yüzyılın en büyük çifte standard’ katliamıdır.

Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.