“Cübbeli Ahmet” olarak da bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Mahmud Efendi Hazretleri’nin vefatından sonra da “tasarrufunun devam ettiğini” savunarak, bu inancı reddedenlerin Kur’an ve sünneti inkâr etmiş sayılacağını öne sürdü.
Cübbeli Ahmet, “Mahmud Efendi hazretlerimizin halen devam eden tasarrufunu inkar etmek, Allah’ın ayetlerini ve Resûlullah’ın hadislerini inkar etmektir.” ifadelerini kullanarak, bu görüşe karşı çıkanları doğrudan dinin temel kaynaklarını reddetmekle itham etti.
Eleştiri ve Tartışmalar Gündemde
İslami ilim çevrelerinden ve Selefî çizgideki bazı âlimlerden gelen eleştiriler ise bu açıklamaya karşı net. Zira tasarrufun, yani vefat etmiş bir zatın yaşarken sahip olduğu manevî yetki ve etkisinin ölümünden sonra da sürdüğünü iddia etmek, birçok âlim tarafından bid’at olarak değerlendirilmekte.
İmam Ebu Hanife’nin şu sözü bu bağlamda sıkça dile getirilmektedir:
“Bir kimse, ‘Evliya öldükten sonra da diriler gibi tasarrufta bulunur’ derse, bu batıl bir sözdür.”
(el-Fıkhu’l-Ebsat, s. 56)
Benzer şekilde, İmam Şafiî’ye atfedilen, kabir ehlinden yardım istenmesini reddeden görüşler de bu tür tasarruf inançlarının İslam’ın tevhid akidesiyle bağdaşmadığını ortaya koymaktadır.
İnanç ile Hurafe Arasındaki İnce Çizgi
Bir mürşidi sevmek, ona hürmet etmek ve hayırla anmakla birlikte; vefat etmiş bir şahsın yeryüzünde aktif olarak tasarrufta bulunduğunu söylemek, İslam itikadında ciddi tartışmalara neden olmaktadır. Kur’an ve hadis kaynaklarında buna delalet eden açık bir nas bulunmazken, bu tür inançların toplumda manevi liderleri ilahlaştırma eğilimine kapı aralayabileceği konusunda uyarılar yapılmaktadır.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.