Bir belgesel neden korkutur? BBC’nin susturduğu hikâyeler

BBC, Filistinli sağlık çalışanlarının Gazze’de yaşadığı dramı konu alan “Gazze: Sağlıkçılar Ateş Altında” belgeselini yayınlamama kararı alarak bir kez daha “bağımsız gazetecilik” iddiasını boşa çıkardı. Dünyanın dört bir yanından sağlık uzmanlarının “derin öfke”yle karşıladığı bu karar, kamuoyunda “örtülü sansür” olarak yankı buldu.

Filistin Sağlık Çalışanları Derneği başta olmak üzere çok sayıda uzman, BBC Genel Müdürü Tim Davie’ye açık mektupla seslendi: “Bu bir editoryal tercih değil, ihmal yoluyla sansürdür. BBC, savaş suçlarını görünmez kılıyor.” Bu sözler, Batı medyasının özellikle Filistin söz konusu olduğunda nasıl sistematik bir şekilde gerçekleri çarpıttığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Belgeselin yayın süreci, başka bir yapım olan How to Survive a Warzone sonrası patlak veren bir “skandal” bahanesiyle askıya alındı. BBC, söz konusu belgeseldeki 13 yaşındaki anlatıcının babasının Hamas hükümetinde teknokrat olarak görev yapmasını gerekçe göstererek “tarafsızlık” ilkesine sığındı. Oysa gerçek şu ki, bu karar, işgalcinin çıkarlarını kollayan bir medya düzeninin apaçık göstergesidir.

Gazze’deki hastanelerde hayatlarını ortaya koyarak hizmet veren doktorların tanıklıkları, şimdi birer “tehdit unsuru” gibi görülüyor. BBC, kamu hizmeti iddiasıyla fonlanmasına rağmen, hakikatin sesi olmak yerine işgalin çıkarlarını öncelemeyi tercih ediyor. Oysa Basement Films’in yaptığı açıklamada da belirtildiği gibi, “Bu film, defalarca denetlenmiş ve gerçekliği teyit edilmiş, ödüllü gazeteciler tarafından hazırlanmış güçlü bir belgeseldir.”

Bu belgeselin engellenmesi, yalnızca bir yapımın yayınlanmaması değil; binlerce sağlıkçının, onlarca hastanenin, yüzlerce sivilin yaşadıklarının karanlıkta bırakılması demektir. Filistin’deki sağlık emekçileri yalnızca tedavi değil, hakikat uğruna da mücadele veriyor. Onların sesi susturuldukça, zalimin sesi daha da gür çıkıyor.

İngiltere kamu yayıncısı BBC’ye yöneltilen en büyük eleştiri şu: “Bu bir gazetecilik tercihi değil, savaş suçlarının üzerini örtme girişimidir.”  bu eleştiriler haklıdır ve haykırılmalıdır.

Bugün Batı’nın “basın özgürlüğü” maskesi düşmüştür. Gerçek, Filistinli doktorların ellerinde, gözyaşlarında ve şahitliklerinde gizlidir. Ve ne kadar bastırılırsa bastırılsın, hakikat bir gün yayınlanacaktır. Çünkü hak, bâtıla karşı daima galiptir.

Kaynak: Mira Haber