ş

100 yıl sonra Şeyh Said: Urgan kimi boğdu?

29 Haziran 1925 sabahı Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda kurulan darağacında idam edilen yalnızca bir şahıs değildi. O gün orada sallanan ip, Şeyh Said Efendi’nin boynundan çok daha fazlasını hedef almıştı: Hilafetin izzetini, şeriatın hükmünü, Müslüman toplumun Allah’a bağlılığını da o urganla boğmak istediler.

Şeyh Said; Osmanlı’nın ardından hilafetin ilgasıyla başlayan Batılı seküler reformlara karşı, yalnız kavmi yahut siyasi değil, dinî bir mukavemetin önderi olarak tarih sahnesine çıktı. Nakşibendi tarikatının vakur bir şeyhi olarak, Piran’dan Diyarbakır’a kadar verdiği hutbelerde “Hilafeti geri getirin ki adalet yeryüzüne yayılsın” diyerek haykırdı. O haykırış, o gün sadece Anadolu’da değil, ümmetin dört bir yanında yankı buldu.

Dönemin Batıcı kadroları ise Allah’ın indirdiği hükmü değil, Avrupa’nın icat ettiği yasaları daha muteber gördüler. İstiklal Mahkemesi’nde hızla yürütülen yargılamalar neticesinde, Şeyh Said ve 47 dava arkadaşı idama mahkûm edildi. Mahkeme zabıtlarına geçen şu söz, davanın ruhunu özlü biçimde ortaya koydu:

“Mücadelem Allah içindir.”
100 yıl geçti… O gün darağacına çıkarılan sadece birkaç mücahit değildi; İslam toplumunun topluca teslimiyet ruhuydu. Hilafetin yerine ulus devletler, şeriatın yerine beşerî kanunlar ikame edildi. Bugün hâlâ Allah’ın hükümleri anayasalardan, mahkemelerden, hatta çoğu Müslüman’ın gönlünden bile uzak tutulmaya çalışılıyor. O gün “irtica” diye damgalanan davalar, bugün “radikal” ya da “gerici” etiketleriyle itibarsızlaştırılıyor.

Ancak Şeyh Said’in ismi, resmî tarih kitaplarının karalamalarına rağmen, ümmetin hafızasında bir diriliş meşalesi gibi yaşamaya devam ediyor. Onun idam sehpasındaki vakar dolu yürüyüşü, bir asır sonra bile Müslümanlara şu hakikati hatırlatıyor: Allah’ın dinini baş tacı etmeyen toplumlar asla gerçek izzeti bulamaz.

Bu yıldönümü, sadece bir tarih anması değil; geleceğe dair sorumluluklarımızı hatırlatan bir ikazdır. Eğer bugün o idam sahnesine ibretle bakar, Şeyh Said’in uğruna can verdiği şeriat nizamını tekrar hayatlarımızın merkezine taşımaya niyet edersek; onun kanıyla sulanan o dava, Allah’ın izniyle yeniden filiz verecektir.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın