Gazze’de insani yardım almak isteyen Filistinliler, yalnızca açlıkla değil, bir anda ortadan kaybolma korkusuyla da yaşıyor
Bazı insan hakları kuruluşlarının açıkladığı rapora göre, son haftalarda İsrail ordusu tarafından en az beş Gazzeli sivil zorla alıkonuldu, bazıları hâlâ kayıp. Kayıplardan üçü ise, İsrail ordusu tarafından gözaltına alındığı resmen kabul edilen isimler.
Birinin 16 yaşındaki bir lise öğrencisi olduğu 2 kişi ise bilinmedik bir biçimde ortadan kayboldu. Buna rağmen işgalci İsrail yetkilileri bu kişilerin gözaltına alındığı iddiasını reddediyor.
Olayların tamamı, Gazze’de kurulan ve Amerikan-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) adlı yapının dağıtım noktalarında meydana geldi. Al Mezan İnsan Hakları Merkezi ve MENA, bu beş kayıp dosyasını BM Zorla Kaybetmeler Çalışma Grubu’na taşırken, yaşananların yalnızca “buzdağının görünen kısmı” olduğunu vurguladı.
Yalnızca yardım beklerken öldürülenlerin sayısı ise tek kelimeyle korkunç, niteim Birleşmiş Milletler’e göre 27 Mayıs’tan bu yana 1.400’den fazla Gazzeli, GHF noktalarının yakınlarında katledildi. Kuruluş ise yaşanan kaosu “biber gazı ve uyarı ateşiyle kalabalığı dağıtıyoruz” diyerek geçiştirmeye çalışıyor.
“Bu yapı derhal feshedilmeli”
Hak örgütleri, GHF’nin acilen kaldırılması ve yardım faaliyetlerinin BM ve UNRWA denetiminde yürütülmesi çağrısında bulundu. Al Mezan direktörü Issam Yunis, yardım kuruluşu kisvesi altındaki bu yapının “Gazze’deki soykırımı besleyen açlık politikalarının parçası” olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“GHF, sadece insani ilkeleri hiçe saymakla kalmıyor, aynı zamanda bir ölüm tuzağına dönüşmüş durumda.”
Kayıp kişilerle ilgili bilgi talebi İsrail ordusuna sunulurken, ordu buna cevap olarak yalnızca kimlik numaraları verilirse soruşturma başlatılacağını bildirdi.
Rastgele ateşin arasında kayboldu
Kayıplardan ilki, dört kız çocuğu babası 42 yaşındaki Rami Ömer olarak kayda geçti. Ömer, 17 Haziran sabah saatlerinde Refah’taki el-Alam dağıtım noktasına gitmişti. Saatlerce yardım bekledikten sonra üstlerinden bir drone geçti, hoparlörle “dağıtım olmayacak” anonsu yapıldı. Ardından tanklar bölgeyi sardı ve sivillerin üzerine rastgele ateş açıldı. O andan itibaren Rami Ömer’den bir daha haber alınamadı.
Ailesi hastaneleri, morgları ve yardım merkezlerini dolaştı ama izine ulaşamadı. 6 Temmuz’da yapılan resmi başvuruya cevaben İsrail ordusu, Ömer’in ellerinde olduğunu kabul ederken, nerede tutulduğunu ya da herhangi bir avukata erişip erişemeyeceğini açıklamayı reddetti.
Aynı şekilde, 9 ve 11 Temmuz’da Rafah’taki el-Şakûş yardım noktasında kaybolan 21 yaşındaki Macid el-Cezzar ve 31 yaşındaki Eşref Abidin’in de İsrail’in elinde olduğu doğrulandı. Ancak nerede tutuldukları hâlâ bilinmiyor, hiçbir avukatla da görüştürülmediler.
Ne ölüsü, ne dirisi biliniyor
21 Haziran’da ise biri lise öğrencisi olan 16 yaşındaki Abdulrauf el-Hems ve 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ahmed el-Ahras, kuzey Rafah’taki el-Tina Caddesi’ndeki dağıtım noktasında bir anda kayboldular. İsrail makamları bu iki ismin gözaltında olduğunu reddederken mağdurların aileleri, çocuklarının ortadan kaybolduğuna tanık olan birçok kişinin ifadesini sunarak bu inkârı sorguluyor.
İnsan hakları örgütleri, BM’ye çağrıda bulunarak kaybolanların akıbetinin derhal açıklanmasını ve gözaltında olanların serbest bırakılmasını talep etti. Ancak İsrail tarafı, hâlâ suskun.
Kaynak: Mira Haber, MEE
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.