İşgalci İsrail yönetimi, serbest bıraktığı Filistinli esirlere yönelik yeni bir psikolojik baskı ve aşağılama yöntemine başvurdu. Hapishanelerde haksızca tutulan çeşitli işkencelere maruz kalan ve tahliye edilen Filistinli esirler, üzerinde “Unutmuyoruz ve affetmiyoruz” yazılı kıyafetler giymeye zorlandı. Bu uygulama, yalnızca bireysel bir sindirme aracı olmanın ötesinde, tüm Filistin halkına bir mesaj vermeyi amaçlayan açık bir psikolojik savaş olarak değerlendiriliyor.
Katil İsrail’in Filistinli mahkumlara yönelik muameleleri uzun süredir insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor. Ancak bu son olay, esirlerin tahliye edilmesine rağmen üzerlerinde kurulan baskının bitmediğini gösteriyor. Hukukçular ve aktivistler, bu tür uygulamaların, esirlerin serbest bırakıldıktan sonra bile “suçlu” damgası yemesine yol açtığını, toplum içindeki konumlarını zayıflatarak Filistin direnişini kırmaya yönelik bir taktik olduğunu vurguluyor. Üstelik, İsrail’in bu hareketi, uluslararası hukuka da açıkça aykırı. Zira, serbest bırakılan kişilere yönelik herhangi bir cezalandırma ya da aşağılama, temel insan haklarına ve mahkumların onuruna aykırı bir eylem olarak değerlendiriliyor.
Bu olayın yankıları dünya çapında sürerken, soykırımcı İsrail’in bu politikası açıkça bir gözdağı niteliği taşıyor. Esirlerin serbest bırakılması bile bir tür “cezalandırma” mekanizmasına dönüştürülerek, Filistin halkına yönelik sistematik baskının ne kadar derinleştiği gözler önüne seriliyor. Özgürlüğüne kavuşan Filistinliler, sadece hapishaneden çıkmakla kurtulmuş olmuyor; İsrail onları psikolojik baskılarla, toplumsal dışlanma ile ve hatta tahliye sonrası bile süren bir yıldırma politikasıyla susturmaya çalışıyor.
Bu tür uygulamalar, işgalci İsrail’in “savunma” söylemi altında yürüttüğü politikaların aslında baskı, sindirme ve insan hakları ihlallerinden ibaret olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Filistinli esirlerin maruz bırakıldığı bu skandal uygulamaya karşı uluslararası toplumun ne kadar ses çıkaracağı ise büyük bir soru işareti olarak duruyor. Ancak açık olan şu ki, siyonist İsrail’in bu sistematik aşağılama ve baskı politikaları hem Filistin halkı nezdinde hem de küresel vicdanda derin yaralar açmaya devam ediyor.
Kaynak: Mira Haber