El-Hicri’nin Süveyda’yı izole etme fikri artık gizli değil!

Suriye’nin güneyinde aylarca süren çatışmaların ardından Süveyda’da yaşanan gelişmeler, sadece yerel bir isyanın değil, daha derin ve tehlikeli bir siyasi projenin işaretlerini taşıyor. Uzmanlara göre, Şeyh Hikmet el-Hicrî’nin milisleri üzerinden yürütülen bu süreç, Suriye’yi ulusal uzlaşı zemininden uzaklaştırarak mezhepsel bir kaosa sürüklüyor.

Akademisyen ve siyaset araştırmacısı Dr. Abdurrahman el-Hac, “Bu sahne ne halkın sesi ne de bir meşruiyet tezahürüdür” diyerek, Süveyda’daki durumu silahlı bir grubun dayatması olarak nitelendirdi. Hicrî’nin etrafında toplananların büyük kısmı, iddiaya göre suçlular, kaçakçılar ve rejim kalıntılarından oluşuyor.

İsrail’e açılan kapılar

Kriz, sadece iç dinamiklerle sınırlı değil. Hicrî milislerinin İsrail’e sığınma talebi gündeme gelirken, bu çıkış yalnızca Suriye halkının değil, bölge dengelerini gözeten uluslararası çevrelerin de tepkisini çekti. El-Hac’a göre bu tür talepler, toplum içindeki sahte meşruiyet algısını artırmayı amaçlıyor ve Suriye’yi parçalamaya hizmet ediyor.

Uzmanlar, yaşananların münferit bir kalkışma değil, kişisel hırsların bölgesel destekle buluştuğu organize bir senaryo olduğuna dikkat çekiyor. El-Hicrî’nin, Süveyda’yı fiilen Suriye’den izole etmeyi hedefleyen bir yapı kurduğu iddiaları güç kazanıyor.

“Her silahlı grup halkı temsil etmez” diyen El-Hac, SDG’nin Kürtlerin tamamını temsil etmediği gibi, Hicrî’nin de Süveyda halkının tamamını temsil edemeyeceğini vurguladı. Bölge halkının çoğunluğu, kendi iradesi dışında bir grubun gölgesinde bırakılmış durumda.

Devletin rolü tartışmalı

Suriye devleti, tüm hatalarına rağmen sekiz aydır bölgedeki durumu kontrol altında tutmaya çalışıyor. Ancak sahadaki gerçeklik, çok daha karmaşık: Devlet otoritesi ile silahlı milislerin gölgesinde bırakılmış bir halk arasında sıkışan bir Süveyda gerçeği var.

Kaynak: Mira Haber