Beyt Hanun işgalcilere mezar oldu: “İsrail için zor bir sabah..”

Beyt Hanoun düşmanlarını yutuyor. İşgalci İsrail ordusu beş askerin öldürüldüğünü ve 14 askerin yaralandığını açıkladı.

İsrail ordusunun bu sabah duyurduğuna göre, dün akşam Filistin direnişinin Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun kasabasında gerçekleştirdiği başarılı bir pusuda beş İsrail askeri öldürüldü ve 14 asker yaralandı. 

İsrail ordusu, öldürülenlerin hepsinin Kfir Tugayı’nın bir parçası olan Netzah Yehuda Taburu’na ait olduğunu bildirdi. İbranice raporlar, pusunun Netzah Yehuda Taburu’ndan bir piyade kuvvetinin Beyt Hanun kasabasında bir yoldan geçerken hassas bir şekilde gerçekleştirildiğini belirtti. İki patlayıcı cihaz, birbiri ardına uzaktan patlatıldı ve işgalci teröristler arasında çok sayıda ölüm ve yaralanmaya neden oldu.

İkinci saldırı, ölü ve yaralı Siyonist askerlerin nakli sırasında direnişin tahliye için gelen kuvvetlere ateş açması ve askerler arasında ek kayıplara neden olması ile gerçekleşti. Tahliye süreci bu sebeple işgalciler için imkansız hale geldi ve havadan ek kurtarma birimlerinin müdahalesi ile ancak yapılabildi.

İsrail şokta: “Bu sabah İsrail için zor..”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ilk açıklamasında, “Bu sabah İsrail için zor bir sabahtı” diyerek, İsrail ordusunun Beyt Hanun pususunda verdiği kayıpların boyutunu dile getirdi.

Askeri muhabir Hillel Biton-Rosen ise işgal güçlerinin bir yıl sekiz aydır Beyt Hanun’da çatışmalara girdiğini, bu operasyonlarda çoğu zaman çok sayıda can kaybının yaşandığını söyledi.

İbranice Walla haber sitesi için askeri analist olan Amir Bohbot da kuvvetlerin hazırlığını sorguladı ve ordu komutanlığının Netzah Yehuda birliğinin ilerlediği ve pusuda hedef alınan bölgenin patlayıcı cihazları ortadan kaldırmak için hava saldırılarıyla temizlendiğini iddia ettiğini belirtti. Bohbot şu soruyu yöneltti: “Tüm birlikler için kapsamlı bir eğitim ne zaman düzenlenecek?”

İsrail Ordu Radyosu muhabiri, bu tür pusuların son haftalarda sık sık tekrarlandığını, Filistinli direniş savaşçılarının İsrail ordu birliklerinin yoluna patlayıcı cihazlar yerleştirdiğini ve patlamanın ardından gerçek mühimmatla saldırdığını, bunun sonucunda çok sayıda can kaybına yol açtığını doğruladı.

Muhabir, Gazze Şeridi’ndeki son direniş operasyonlarını farklı kılan şeyin, saldırganların bombalamayı gerçekleştirdikten sonra kurtarma güçleriyle çatışmak yerine pozisyonlarını korumak ve kendi bakış açılarından bir “başarı” olarak tanımladığı şeyi en üst düzeye çıkarma çabası olduğunu ekledi. Saldırıyı kayda almanın bu operasyonların temel bir parçası haline geldiğini, bazen medya amaçları için dağıtım amacıyla birden fazla açıdan ve yüksek kalitede gerçekleştiğini vurguladı.

Muhabir ayrıca, Sderot yerleşiminden üç kilometreden daha az bir mesafede bulunan Beyt Hanun kasabasının sürekli bir çatışma noktası olduğunu doğruladı. İsrail ordusu saldırı sırasında kasabaya defalarca saldırmış olsa da, ordu çekildikten sonra her seferinde direniş yeniden ortaya çıkıyor. İsrail ordusunun, muhtemelen yeraltı tünelleri ağı aracılığıyla gerçekleştirilen Hamas’ın kasabaya sürekli takviye yaptığını gözlemlediğini ve Beyt Hanun’u aktif ve genişletilmiş bir çatışma alanı haline getirdiğini ekledi.

İsrail Ordusu Radyo muhabiri Doron Kadosh’a göre, patlayıcı cihazlar Gazze Şeridi’ndeki işgal güçleri için en büyük tehdit haline geldi. Son aylarda kara kuvvetlerinin kayıplarının %70’inden fazlasının patlayıcı cihazlar nedeniyle meydana geldiği ve Gazze Şeridi’nde geçen Mart ayında çatışmaların yeniden başlamasından bu yana 38 askerden 27’sinin patlayıcı cihazlar nedeniyle öldüğünü belirten rakamlara atıfta bulundu. Bu cihazlar iki ana kategoriye ayrılıyor: yol kenarı pusuları (19 askerin ölümüne yol açtı) ve tuzaklı binalar (6 askerin ölümüne yol açtı).

Paralel bir bağlamda, yerleşimci platformları da İsrail ordusunun medya performansına saldırarak, onu gerçek can kaybı sayısını gizlemekle suçladı. Bu platformlar, Beyt Hanun pususunda can kaybı sayısının resmi rakamı çok aştığını belirtti ve ordunun, Gazze Şeridi’ndeki işgalin verdiği ağır insan kayıplarını gizlemek amacıyla, can kaybı olmadığında veya olay istisnai olmadığında can kaybı ayrıntılarını yayınlamaktan sıklıkla kaçındığını vurguladı.