Sudan’ın batısındaki El-Faşir kentinde yaşanan vahşet, ülkenin kanlı iç savaş tarihine yeni bir kara sayfa ekledi
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sudan Doktorlar Ağı’nın verilerine göre, paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF), şehrin kontrolünü ele geçirdikten sonra Suudi Doğum Hastanesi’ne sığınan yüzlerce hasta ve sağlık çalışanını katletti.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “derin bir şok” içinde olduklarını belirterek en az 460 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. Ancak uluslararası kurumlar, saldırıdan doğrudan RSF’yi sorumlu tutmaktan kaçındı.
Sudan Doktorlar Ağı ise çok daha açık konuştu: “RSF güçleri, Suudi Hastanesi’nde buldukları herkesi, kadın, çocuk, doktor demeden, soğukkanlılıkla öldürdü.”
Sudan ordusu ile RSF arasında Nisan 2023’te başlayan iktidar kavgası, kısa sürede ülkenin her köşesine yayıldı. 2025 Mart’ında Hartum’u yeniden ele geçiren ordu, kuzey ve doğuda kontrolü sağlarken; RSF, batı ve güneybatı bölgelerinde hâkimiyetini pekiştirdi. El-Faşir’in düşmesiyle birlikte RSF, Darfur’daki beş bölgesel başkentin tamamını ele geçirmiş oldu.
Bir zamanlar 1 milyonun üzerinde nüfusu olan El-Faşir, Mayıs 2024’ten beri RSF kuşatması altındaydı. Güneydeki Zemzem mülteci kampında açlık nedeniyle Ağustos’ta resmen kıtlık ilan edilmişti. RSF, bu kampı Nisan 2025’te ele geçirirken yaklaşık 2.000 kişiyi öldürdü.
Uzmanlar, El-Faşir’in RSF tarafından ele geçirilmesinin, 2023’te Batı Darfur’un başkenti Geneina’da yaşanan 15.000 sivilin öldürüldüğü katliamın tekrar edeceğini aylar öncesinden uyarıyordu. O uyarı, maalesef gerçekleşti.
RSF’nin kökleri, 2003’te Darfur’da Afrikalı etnik gruplara karşı soykırım işleyen Arap milis gücü Cancavid’e dayanıyor. ABD hükümeti, Ocak ayında RSF’yi resmen “soykırım suçu işleyen yapı” olarak tanımıştı. Sudanlıların çoğu, bugün bile bu gücü cancavid olarak anıyor.
Yale Üniversitesi İnsani Araştırmalar Laboratuvarı’nın 27–28 Ekim tarihli uydu analizlerine göre, hastane çevresinde bir gecede beliren üç büyük beyaz nesne kümesi ve “toprağa karışmış kızıl lekeler”, toplu gömü alanlarına işaret ediyor. Aynı rapor, RSF’nin kentin doğusundaki eski bir çocuk hastanesini işkence ve infaz merkezi olarak kullandığını, sur hatlarında da sistematik infazların sürdüğünü tespit etti.

Bugün El-Faşir’den kaçabilenler, 60 kilometre batıdaki Tawila kampında sığınıyor. Ancak orada bile 650.000 sivil, açlık, hastalık ve yeni saldırı korkusuyla yaşam mücadelesi veriyor.
İç savaşın gölgesinde, Sudan bir kez daha dünyanın unuttuğu bir soykırımın ortasında kan ağlıyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.