Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.
Suriye Dışişleri Bakanı Asad Hasan el-Şeybani, Ürdünlü mevkidaşı Ayman Safadi ve ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrack Şam’da bir araya gelerek Süveyda için bir “yol haritası” açıkladı.
Şam’da Salı günü Suriye Dışişleri Bakan el-Şeybani, Ürdünlü mevkidaşı Safadi ve ABD Özel Temsilcisi Barrack’ın imzasıyla açıklanan yol haritası, resmi metinle halkın gerçek sıkıntıları arasındaki uçurumu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Resmî söylemde amaç, Temmuz’daki kanlı çatışmaların yaralarını sarmak, ana yolları güvence altına almak, kayıp kişilerin akıbetini araştırmak ve insani yardımların bölgeye erişimini sağlamak olarak formüle edildi — fakat planın omurgasında Washington’un ve İsrail’in çıkar hesapları açıkça okunuyor.
En tartışmalı madde, Dürzi lider Hikmet el-Hicri’nin uzun süredir ısrar ettiği “yerel Dürzi güçlerin” rol almasına yönelik kabul oldu: Şeybani, Süveyda’da “içişlerine bağlı” gibi gösterilecek yerel bir güvenlik düzenlemesini onayladıklarını duyurdu.
Sahadaki tablo ise uzlaşma sözcüklerini taşıyacak kadar sakin değil. Temmuz çatışmaları yüzünden onbinlerce Sünni aile yerinden edildi, Dürzi isyanını bastırmada kilit rol oynayan aşiret savaşçıları kapı dışarı edilerek daha İsrail destekli Dürzilere teslim edildi.
Planın başka bir tartışma başlığı ise Washington’un niyeti: Reuters ve diğer kaynaklar, ABD’nin Şam-Tel Aviv hattında “güvenlik düzenlemeleri” için diplomatik baskı kurduğunu; bunun uzun vadede İsrail’in güney sınırını güvence altına almaya hizmet edeceğini yazıyor.
Bu çerçevenin başka bir bileşeni ise İsrail’in Dürzi topluluğunu “koruma” söylemiyle sahaya müdahil olması, bölgede özerklik veya yarı-özerklik arayışlarını güçlendirdi; bunun da Suriye’nin toprak bütünlüğü ile merkezi otorite üzerinde kalıcı gerilim yaratma riski bulunuyor.
Bu bağlamda yol haritası, birçok Suriyeli için “istikrar” vaadi taşımaktan çok bölgeyi bir tampon bölgeye dönüştürme riski taşıyor. Ürdün, sınır güvenliğini ve kendi topraklarına yönelik yayılma endişesini gerekçe göstererek ABD ile uyum içinde hareket ederken, Washington’un öncelikleri sıklıkla “insani” söylemle örtülen, İsrail merkezli jeopolitik hedeflere hizmet ediyor.
Kaynak; Mira Haber