644553 1

Şara yönetimi aşiret diplomasisini başlattı: Zekkur fiilen sahada

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara liderliğindeki hükümet, ülkenin kuzeyinde kapsamlı bir “aşiret diplomasisi” süreci başlattı. Cumhurbaşkanlığı Aşiret İşleri Danışmanı Cihad İsa el-Şeyh (Ebu Ahmed Zekkur) öncülüğünde yürütülen bu girişim, hem Türkiye hem de Suriye’nin kuzeydoğusunda dikkat çeken bir hareketlilik meydana getirdi.

Şeyh ve beraberindeki heyet, son haftalarda Türkiye’nin Kilis, Urfa ve Mardin illerinde çok sayıda Suriyeli ve Arap aşiret lideriyle görüştü. Ardından Rasulayn, Rakka ve Deyr ez-Zor bölgelerine geçerek yerel ileri gelenlerle toplantılar gerçekleştirdi.

Görüşmelerde, Fırat’ın doğusundaki Arap aşiretleriyle diyalog ve güven ilişkilerinin yeniden tesisi, aynı zamanda bu bölgelerdeki yönetimlerin merkezle uyumlu bir temsil mekanizmasına kavuşturulması hedefi öne çıktı.

Heyete eşlik eden Suriye Aşiretler ve Kabileler Konseyi Başkanı Şeyh Abdulmunim el-Nasif, girişimin amacını şöyle özetledi:

“Bu adım, aşiretler arası uzlaşıyı güçlendirmek ve Suriye’nin toplumsal birliğini yeniden inşa etmektir.”

Heyetin en kritik duraklarından biri, Suriyeli mültecilerin en yoğun bulunduğu şehir olan Urfa oldu. Burada, Türkiye’deki Arap aşiretleriyle Suriye’deki soydaş topluluklar arasındaki toplumsal bağların korunması ve güvenin pekiştirilmesi vurgulandı.

Ziyaretin ikinci ayağı, Haseke kırsalındaki Rasulayn bölgesiydi. Burada Arap şeyhleriyle birlikte Hristiyan kanaat önderlerini de ziyaret eden Şeyh,

“Suriye, tüm evlatlarının el birliğiyle yeniden inşa edilecektir,”
ifadesini kullandı.

Hükümete yakın kaynaklar, bu temasların “ulusal uyumu güçlendirme ve toplumsal temsil alanını genişletme” hedefi taşıdığını belirtiyor.

Şeyh’in tartışmalı geçmişi

Cihad İsa el-Şeyh, Suriye sahasının en dikkat çekici figürlerinden biri.
1980’lerde Halep’in El-Meysar semtinde doğdu; El-Bekara kabilesine bağlı El-Bu’asi koluna mensup. 2006’da “Irak’a savaşçı kaçakçılığı” suçlamasıyla Sednaya Hapishanesi’ne konuldu, 2012’de rejimin ilan ettiği genel af kapsamında serbest bırakıldı.

Serbest kalmasının ardından El-Nusra Cephesi’ne katıldı, “Ebu Ahmed Zekkur” adını aldı ve örgütün en etkin saha komutanlarından biri haline geldi.

Daha sonra Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) içinde Şura Meclisi üyesi olarak görev yaptı, örgütün ekonomik faaliyetlerinden sorumlu oldu.

Ancak 2023 sonunda, HTŞ lideri Ahmed eş-Şara (Ebu Muhammed el-Cevlani) ile yaşadığı derin anlaşmazlık sonrası örgütten ayrıldı ve Şara’yı Batı istihbaratıyla iş birliği yapmakla suçladı.

Kısa süre sonra kamuoyunda yeniden beliren Şeyh, Şara yönetimi tarafından özel af kapsamında Cumhurbaşkanlığı danışmanı olarak görevlendirildi.

Bu dönüş, birçok çevrede “silahlı bir aktörden siyasal arabulucuya geçişin sembolü” olarak değerlendiriliyor.

Analistlere göre, Şara hükümetinin bu hamlesi, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki bölgelerde artan rahatsızlıkları yumuşatma girişiminin bir parçası.

Şam yönetimi, El-Cabur, El-Akidet ve El-Bekara gibi büyük kabileleri sürece dâhil ederek, hem yerel temsiliyeti artırmak hem de kuzeydeki güç boşluğunu “sosyal uzlaşı zemininde” doldurmak istiyor.

Bu adım, aynı zamanda “10 Mart Mutabakatı”nın uygulanması için SDG üzerindeki dolaylı baskının da bir parçası olarak görülüyor.

Şeyh’in geçmişteki sert açıklamaları ve HTŞ içi konumu, atamasına yönelik tartışmaları beraberinde getirdi. 

Siyasi gözlemciler, bu tabloyu “pragmatik bir yeniden yapılanma” olarak tanımlıyor:

“Suriye’de artık kimlikler değil, fonksiyonlar değerli. Şeyh gibi isimler, sistemin içinde yer alarak kontrol altına alınmak isteniyor.”

 Yeni dönem, eski aktörler

Cihad İsa el-Şeyh’in sahadaki varlığı, Şara yönetiminin güvenlik yerine toplum temelli istikrar arayışının sembolü olarak öne çıkıyor. Ancak bu strateji, aynı zamanda eski cephelerin yeniden içselleştirildiği bir güç paylaşımı dönemine işaret ediyor.

Dün birbirine silah doğrultanlar, bugün aynı masada istikrar konuşuyor.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın