İsrail son günlerde Suriye, Lübnan, Tunus ve Körfez hattını hedef alan saldırılarla yeniden gündemde. Uluslararası hukuk hiçe sayılıyor, siviller korku içinde. Fakat asıl çarpıcı olan, bu saldırılar karşısında bölge yönetimlerinden tek bir ciddi tepkinin gelmemesi.
Bu suskunluğun nedeni açık: Ortadoğu’daki pek çok yönetim, ABDnin onayını almadan hareket edemiyor. Washington’un bölgeye dayattığı güvenlik paradigması, halkların iradesini gölgede bırakıyor. ABDnin desteğiyle ayakta duran yönetimler, kendi halklarının öfkesini bastırmak pahasına İsrail’in saldırılarına göz yumuyor.
Bu tablo, Ortadoğu’da derin bir meşruiyet krizine işaret ediyor. Halkların sokakta yükselen sesi “adalet” derken, yöneticiler “stratejik çıkar” söylemine sığınıyor. Sonuç ise her geçen gün daha pervasızlaşan bir İsrail ve sessizliğe mahkûm edilen bir bölge.
Analistler şu kritik soruyu gündeme taşıyor: Halk iradesini susturan yönetimler, İsrail’in saldırganlığına dur diyemediği sürece, Ortadoğu’da gerçek bir direniş hattı kurulabilir mi?
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.