Bin Selman’ın Mekke projesi: Lüks gökdelenler Kâbe’yi gölgeleyecek!

Suudi rejimi, Kabe’nin asıl amacını yok etmeyi planlayan yeni bir projeyi başlatıyor

Suudi Veliaht Prensi bin Selman, Çarşamba günü Kâbe’nin hemen yanı başında devasa bir inşaat projesini resmen başlattı. “Kral Selman Kapısı” adı verilen proje, Mekke’nin kalbine altın kuleler ve lüks rezidanslar yerleştirmeyi hedefliyor.

Suudi Arabistan Resmî Haber Ajansı’na (SPA) göre proje, yaklaşık 900 bin kişiye aynı anda ibadet imkânı sunmayı, 19 bin metrekarelik kültürel alanı restore etmeyi ve 2036 yılına kadar 300 bin kişiye istihdam sağlamayı amaçlıyor.

Ancak tanıtım videosunda yer alan manzara, kutsal şehrin manevî siluetini gölgeleyen altın renkli gökdelenler, lüks oteller ve modern rezidanslarla dolu bir “ticari mabed” görüntüsü çiziyor.

Videoda Kâbe’ye bakan yüksek kuleler eşliğinde bir ses, “ikonik mimari, karma kullanımlı alanlar ve dünya standartlarında bir yaşam deneyimi” vaat ediyor.

Mekke’nin kutsallığına hakaret

Projeye tepkiler sosyal medyada büyüdü. Birçok kullanıcı, kutsal mekânın ruhunun lüks inşaat projeleriyle yok edildiğini savundu. Bir kullanıcı, “Kutsalı ticarileştirmekten başka bir şey değil bu. Suud ailesi Mekke’yi Las Vegas’a çevirdi,” diyerek öfkesini dile getirdi.

Bir diğeri ise, “Eğer umre ya da hac için oraya gidersem, artık göğe bakamayacağım. Çünkü Kâbe’nin yanında yükselen dev kuleler dikkati kutsaldan koparıyor,” sözleriyle projenin ruhani odaklanmayı bozduğunu yazdı.

Bir başka paylaşımda şu ifadeler yer aldı:

“Her şey, oraya neden gittiğini unutturmak için yapılıyor. Artık herkes tavaf yerine fotoğraf peşinde koşacak.”

“Kültürel miras” bahanesiyle ticarileşme

Riyad yönetimi projeyi “Mekke’nin tarihî ve kültürel mirasını korumak” olarak tanıtsa da, eleştirmenler bunun bir “kozmetik gerekçe” olduğunu, aslında Suudi Vizyon 2030’un ekonomik hedeflerine hizmet eden bir gayrimenkul yatırımı olduğunu savunuyor.

Bir sosyal medya kullanıcısı, durumu şu sözlerle özetledi:

“Kutsal olanı yüceltmek değil, satmak istiyorlar. Maneviyatı değil, manzarayı pazarlıyorlar.”

Buna karşın projeyi savunan bazı Suudiler, hac döneminde artan yoğunluğun ancak bu tür projelerle yönetilebileceğini belirterek eleştirileri “haksız” buldu. Bir kullanıcı, “Eğer Suudi Arabistan kutsal şehirleri geliştirmeseydi, bu kez de parayı saklamakla suçlanırdı,” dedi.

Bir diğer kullanıcı ise, “Bu, iki kutsal mescidin hizmetkârı olarak krallığın sorumluluğunu yerine getirmesidir,” ifadeleriyle projeyi savundu. Fakat bu yorumların, Suudi rejiminin fonladığı propaganda hesapları tarafından yapıldığı bilinen bir gerçek.

Kutsallık betona gömülüyor

Mekke son yıllarda, göğe doğru uzanan oteller, alışveriş merkezleri ve özel rezidanslarla dolmuş durumda. Zamanla Kâbe’nin çevresindeki sade mimarî yerini, lüks markaların tabelalarına ve ultra-modern yapılarla çevrili bir “taş tapınağa” bıraktı.

Hatta İsrail’e desteği nedeniyle boykot edilen markaların dükkanları, Mescid-i Haram’ın hemen çıkışında karşıya çıkıyor!

Mekke, İslam dünyasının en mübarek şehri; ama artık aynı zamanda dünyanın en pahalı gayrimenkul pazarlarından biri hâline geliyor. Bin Selman’ın “modernleşme” vizyonu, maneviyatı değil, gösterişi merkezine alıyor.

Kaynak: Mira Haber, MEE

Bir Cevap Yazın