İran, birbiri ardına derinleşen krizlerin ortasında şimdi de susuzluk kabusuyla yüz yüze
İran için özellikle bu yıl, hiç olmadığı kadar kurak ve yağışsız geçti. Ülke genelinde içme suyu bulmak gün geçtikçe zorlaşıyor; özellikle de 10 milyonluk başkent Tahran’da musluklar her an tamamen kesilebilir.
Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Cuma günü yaptığı konuşmada durumu gizlemeye gerek olmadığını söyledi:
“Önümüzdeki ay da yağış almazsak suyu paylaştırmak zorunda kalacağız. En kötü senaryo ise Tahran’ın tahliyesi.”
İran tarihinde bir devlet başkanının başkent için bu ölçekte bir uyarıda bulunması, neredeyse görülmemiş bir durum.
Uzmanlar, şehir boşaltmanın son aşama olacağını belirtiyor; ancak bu uyarının ağırlığı, 90 milyon nüfuslu ülkenin ekonomik çöküş ve yaptırımların gölgesinde nasıl bir çıkmazda olduğunu ortaya koyuyor.
Altıncı yılın kuraklığı: Barajlar alarm veriyor
İran, altı yıldır aralıksız kuraklık yaşıyor. Yaz aylarında sıcaklık 50 derecenin üzerine çıkarken, yağışlar ise tarihsel ortalamanın çok gerisinde kaldı. Meteoroloji’ye göre Eylül sonunda biten su yılı en kurak yıllardan biriydi ve mevcut yıl daha kötü başlayarak ülkeye kasım başına kadar yalnızca 2,3 mm yağış bıraktı, bu da olağan seviyenin yüzde 80 altında.
Ülke genelinde 19 baraj tamamen kuruma sınırında. Tahran’ı besleyen beş ana barajın ortalama doluluk oranı ise yalnızca yüzde 10. Karaj Barajı’nda ise su seviyesinin o kadar düştüğü görülüyor ki, vatandaşlar göletin ortasında yürüyebiliyor.
Devletin seçenekleri tükeniyor
Yetkililerin umudu gökyüzüne kalmış durumda. Tufts Üniversitesi’nden Prof. Farşid Vahedifard, ciddi yağışlar gelmezse hem ekonomik hem toplumsal kırılmaların kaçınılmaz olduğunu söyledi:
“Su kıtlığı şimdiden yerel gerilimleri artırıyor. Ekonomik sıkıntılarla birleşirse çok daha geniş toplumsal çalkantılarla karşı karşıya kalabilirler.”
Enerji Bakanı Abbas Aliabadi, ülke genelinde yakında gece kesintilerinin standart hale geleceğini ve suyun kota ile verileceğini açıkladı. Zaten yaz boyunca Tahran’ın birçok bölgesinde haber verilmeksizin su kesintileri yaşanmıştı.
Yetkililer vatandaşlardan depolama tankı almalarını isterken, kullanımın azaltılması çağrısı uzun süredir tekrarlanan bir mesaj. Ancak gerçek şu ki hanelerin su tüketimi ülke tüketiminin küçük bir bölümünü oluşturuyor; toplam suyun yüzde 90’dan fazlası tarımda harcanıyor.
Yönetim hataları, yanlış tarım politikaları
Ülkenin su krizini sadece kurak yıllara bağlamak mümkün değil. On yıllar boyunca sürdürülen yanlış uygulamalar, doymayan baraj projeleri, aşırı yeraltı suyu çekimi, yanlış ürün tercihleri ve eski sulama teknikleri, ülkeyi adım adım bugünkü çıkmaza sürükledi.
Birleşmiş Milletler uzmanlarından Kaveh Madani, İran’ın “su iflası” yaşadığını vurguluyor:
“Tahran doğal olarak kuru bir şehir. Ama biz yıllarca uzak havzalardan su taşıdık, yeni barajlar yaptık, her zaman daha fazla su bulabileceğimizi sandık. Şimdi bu sistem çökmüş durumda.”
Madani’ye göre bu sadece su değil; enerji ve doğal gaz rezervlerinde de benzer bir sürdürülemezlik söz konusu.
Tarım önceliği ülkeye bedel ödetiyor
İran yasaları gıdanın yüzde 85’inin yerli üretim olmasını şart koşuyor. Ancak uzmanlara göre ülke, bu yükü kaldıracak ne suya ne de toprağa sahip. Üstelik üretilen mahsulün yaklaşık yüzde 30’u kötü depolama, verimsiz sulama ve yanlış ürün tercihi nedeniyle çöpe gidiyor.
Tarım, ülke ekonomisinin yalnızca yüzde 12’sini oluşturmasına rağmen suyun neredeyse tamamını tüketiyor. Bu alanı daraltmak ise kırsalda işsizlik ve toplumsal huzursuzluk korkusu nedeniyle siyasi olarak neredeyse imkânsız görülüyor.
Aşırı yeraltı suyu çekimi, İran’ın pek çok bölgesinde toprağın çökmesine yol açtı. Bir zamanlar Alborz Dağları’ndan Tahran ovasına canlı bir su hattı taşıyan Kan Nehri de artık tamamen kurumuş durumda.
Uzmanlara göre tuzdan arındırma, havza arası su transferi, yeni baraj projeleri gibi kısa vadeli çözümler artık işe yaramıyor. Ülkenin su sistemi, uyarılara kulak tıkayan yönetimlerin ardından onarılamayacak kadar zarar görmüş durumda.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.