Muhaysini’nin “İlkelerinden Taviz Vermedi” Masalı: Beyaz Saray’da Trump’la Selfie Çeken “Mücahid”
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Beyaz Saray çıkartması dünya gündeminde konuşulmaya devam ederken, bir “destek” açıklaması da Muhaysini’den geldi.
X hesabından paylaşım yapan Muhaysini, Şara’nın ve beraberindeki heyetin ABD’de ağırlanmasını bir “zafer” olarak nitelendirdi ve daha da ileri giderek bu ziyaretin “ilkelerinden taviz vermeden” gerçekleştiğini iddia etti.
Küfür Düzeninden Beyaz Saray’a: Muhteşem Dönüşüm
Ancak bu yorum, savaşın ortasında cihad çağrılarıyla sahneye çıkan, yıllar boyunca Batı’nın İslam topraklarındaki varlığını “küfür düzeni” olarak niteleyen, Amerika’yı “şeytan” ilan eden bir ismin bugün Beyaz Saray’da Trump’la şakalaşan bir lidere methiyeler dizmesiyle birleşince, ortaya gerçekten trajikomik bir tablo çıktı.
Zira bugün dünya basını, Şara’nın Washington ziyaretini “Cevlani’den Şara’ya: Terör listesinden Beyaz Saray’a bir dönüşüm hikayesi” başlıklarıyla konuşuyor. Dün elinde Kalaşnikof’la “cihad sahasında” görünen, ismi terör listelerinin ilk beşinden düşmeyen, “İslam devleti kuracağız” diyen Şara’nın, bugün küfrün başkentinde alkış toplaması, kırmızı halı üzerinde yürümesi, dönüşümün en çıplak ve en utanç verici göstergesi.
Şara bile artık verdiği röportajlarda bu değişimi gizlemiyor; “bugün artık farklı bir dönemdeyiz, farklı bir Şara var” diyerek kendi dönüşümünü açıkça kabul ediyor. Yani adam resmen “evet, değiştim, döndüm” diyor.
Muhaysini’nin Paralel Evreni: “İlkelerinden Taviz Vermedi”
Ama belli ki Muhaysini hâlâ o eski masalı satmaya çalışıyor. Dahası, insanların aklıyla alay ediyor. “İlkelerinden vazgeçmeden”, “İslam hukukunu referans alarak”, “cihadından pişman olmadan” Beyaz Saray’a giden bir lider portresi çiziyor.
Gerçekle bağını tamamen koparmış bu söylem, hakikati ters yüz ederek Şara’nın siyasi akrobatiklerini, tavizlerini, 180 derece dönüşünü ‘İslami sebat’ diye pazarlamaya çalışıyor. Sanki Beyaz Saray’a gitmek, Trump’la kucaklaşmak, ABD koalisyonuna katılmak “ilkeli bir duruş”muş gibi…
Hangi ilke acaba? Dün “Amerika İslam dünyasının baş düşmanıdır” derken bugün Oval Office’te gülücükler savurmak mı? Dün “Batılı müdahale küfürdür” derken bugün koalisyon üyesi olmaya soyunmak mı?
Eski Yoldaşlar Bile İnanmıyor Artık
Üstelik Şara’nın çevresindekiler bile artık bu “dik duruş” masalına inanmıyor. Eski dava arkadaşları, Şara’nın iktidara giden yolda cihad camiasını kullandığını, onların sırtından Şam’a çıktığını, ardından da Washington’a kabul edilmek için İslami kimliğini hızla törpülediğini, sakallı militandan takım elbiseli diplomata dönüştüğünü, yani açıkça davasını sattığını açıkça söylüyor.
Sokakta konuşulan da bu: dün Allah için savaşan adam, bugün emperyalistlerin emir eri olarak onlar için imaj yeniliyor. Ve Muhaysini hâlâ “ilkelerinden taviz vermedi” diyor. Komedi mi, trajedi mi belli değil..
İşte Muhaysini’nin akla ziyan o paylaşımı:
Enkazın altından, kurşunların altından çıkan bir başkanın, bir yıl içinde dünya liderleri kürsüsüne çıkması şaşırtıcı değil… Asıl dikkat çekici olan, bunu kendi yolundan vazgeçmeden, ilkelerinden taviz vermeden yapmasıdır.
Hiçbir zaman laikleştiğini, cihadından pişman olduğunu, yoldaşlarını ve kendisini destekleyen göçmenleri terk ettiğini beyan etmedi. Aksine, ülkesindeki mevzuatın referansının İslam hukuku olduğunu açık ve kesin bir şekilde belirtti.
Ve işte bugün, Dışişleri Bakanlığı’ndaki yaratıcı ekibiyle birlikte, mümkün olanla olmayanı akıllıca ve diplomatik bir şekilde dengelemeye çalışıyor ve büyük krizlerle çıkarları hesaba katan, sonuçlarını tartan kararlı bir zihinle başa çıkmaya çalışıyor.
Allah’tan kendisine sebat ve başarı vermesini, attığı adımların hak yolunda zafer, milletimiz için yükseliş olmasını dileriz.
Bomba İtiraf: “Zaten Yıllardır Koalisyonun Bir Parçasıymış”
Bilindiği gibi Suriye, önceki gün resmen ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyona katılarak koalisyonun 90. üyesi oldu. Yani artık “resmen” ABD saflarında.
Ama asıl bomba bugün patladı: New York Times’ın haberinde, Şara’nın -Cevlani olduğu dönemde– 2016 yılından bu yana bu koalisyonu sahada gizlice desteklediği ifade edildi.
Evet, yanlış okumadınız. Yani “düşman” olarak lanse edilen, terör listesinde gösterilen yapının, yıllardır perde arkasında “müttefik” olduğu artık bizzat Batı kaynaklarınca dillendiriliyor. Pentagon’un kendi ağzıyla söylüyor: “Bu adam zaten bizimleydi.”
Bu da Şara’nın Şam sarayına çıkışının da, Beyaz Saray ziyaretinin de, bütün o “zafer” hikayesinin de uzun süredir hazırlanmış bir planın, tiyatral bir senaryonun nihai sahnesi olduğunu açık biçimde ortaya koyuyor.
Sonuç: Oyun Bitti, Perdeler Açıldı
Artık ortada “ilkeli mücahid” masalı falan kalmadı. Ortada sadece pragmatik bir siyasi aktör var: dün İslamcı söylemle kitle topladı, bugün liberal-seküler söylemle Batı’dan onay aldı. Dün cihad bayrağı taşıdı, bugün ABD koalisyonunun 90. üyesi oldu.
Ve Muhaysini gibi isimler hâlâ bu oyunun propagandistliğini yapıyor, “ilkelerinden taviz vermedi” diyerek insanların aklıyla alay ediyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.