thumbs b c 04403c0a4b43ee1176988baa5b83b11c

İç savaş uyarısından bugüne..Şara’ya bir tebrik de ABD Dışişleri’nden

Kurtuluş Yıldönümü Övgülerinin Gölgesinde: ABD’nin Suriye’deki Pragmatik Hamleleri ve Kırılgan Geçiş

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, dün X üzerinden yaptığı açıklamada, Beşşar Esad rejiminin devrilişinin birinci yıldönümünü kutladı. Rubio, yeni Suriye yönetiminin attığı “önemli adımları” överek ABD’nin “barışçıl ve müreffeh bir Suriye” taahhüdünü yineledi. Ancak bu iyimser retoriğin ardında, Washington’ın bölgedeki köklü siyasi hesaplarını ve kırılgan bir geçiş sürecini şekillendirme çabaları yatıyor.

Rubio’nun, “tüm komşularıyla barış içinde” bir Suriye vurgusu, dikkatle incelendiğinde, ülkenin dış politikasında ABD çıkarları doğrultusunda köklü bir yeniden yönlendirmeye işaret ediyor. Nitekim, daha önce El Kaide bağlantısıyla bilinen ve bir dönem ABD’nin “en çok arananlar” listesinde 10 milyon dolar ödülle yer alan Ahmed Şara, bu yıl içinde Beyaz Saray’ı ziyaret eden 1946’dan bu yana ilk Suriye lideri oldu. Bu ziyaret, Şara’nın uluslararası sahnede meşruiyet arayışında Washington’dan aldığı kritik bir destek olarak yorumlandı.

“İç Savaş” Tehdidi ve Yaptırımların Kaldırılması: İkna Stratejisi

Bakan Rubio’nun bugünkü övgü dili, bundan yedi ay önce Senato’da yaptığı son derece kasvetli bir uyarıyla tezat oluşturuyor. Mayıs 2025’te Rubio, Suriye’deki geçiş yönetiminin “potansiyel bir çöküşün ve devasa boyutlarda bir iç savaşın eşiğinde” olduğunu ve ülkenin bölünmesine “birkaç hafta” kaldığını iddia etmişti. Uzmanlar, bu abartılı “iç savaş” vurgusunun, o dönemde Başkan Trump’ın Şam yönetimiyle doğrudan muhatap olma ve yaptırımları kaldırma kararını Kongre’ye meşrulaştırmak için kullanılan bir ikna taktiği olduğunu belirtiyor. Yaptırımların kaldırılması, Şara yönetimine hayati bir nefes aldırırken, ABD’ye de bu yeni yapı üzerinde ekonomik ve siyasi nüfuz kurmanın kapısını aralamış oldu. 

Karmaşık Gerçeklik: Güvenlik, Adalet ve Dış Politika

Rubio’nun “yeni bir sayfa” olarak tanımladığı bir yılın sonunda, sahadaki manzara dizilen övgülerden çok daha karmaşık:

· Parçalı Güvenlik ve Adalet Arayışı: Şiddet seviyesi Esad dönemine kıyasla düşmüş olsa da, ülke “parçalı bir güvenlik manzarası” ile karşı karşıya. Yeni hükümet güçleri ile Kürt ve Dürzi gruplar arasında çatışmalar sürüyor. Geçiş dönemi adaleti konusunda atılan adımlar ise yetersiz bulunuyor. Örneğin, Esad rejiminin işlediği suçları araştıran komisyonun “merkezi yönetimden yeterli destek görmediği” belirtiliyor. Kayıp 150 bin kişinin akıbeti hala belirsizliğini koruyor.
· Dış Politika Dönüşümü: En belirgin değişim dış politikada yaşanıyor. Yıllar sonra açılan büyükelçilikler ve artan diplomatik trafik, Şam’ın artık pragmatik bir çizgiye oturduğunu gösteriyor. İsrail’in Suriye topraklarına yönelik askerî operasyonları, bölgesel gerilimi artırmaya devam ederken, ABD ile ilişkilerini iyileştirmeyi önceleyen Şam bu hususta pasif kalmayı tercih ediyor. 

ABD’nin Uzun Vadeli Stratejisi ve Bölgesel Dinamikler

ABD’nin Şara yönetimine verdiği destek, basit bir rejim değişikliğinin ötesinde, bölgedeki nüfuz mücadelesinin bir parçası. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un daha önceki bir tarihte yaptığı, ABD’nin Suriye’de “yarı devlet yaratma planları” geliştirdiği yönündeki eleştirisi, bu rekabetin altını çiziyor. Washington’ın hedefi, Suriye üzerinden hem İran’ın hem de Rusya’nın bölgedeki etkisini kırmak ve kendisine yakın bir idareyle istikrarlı (ve kontrol edilebilir) bir hinterland oluşturmak olarak okunuyor.

Sonuç olarak, Rubio’nun yıldönümü mesajları, Suriye halkının çektiği acıların ardından bir umut ışığı olmaktan ziyade, ABD’nin karmaşık bir iç savaşın enkazı üzerinde, eski bir muhalifi dönüştürerek inşa etmeye çalıştığı yeni nüfuz alanının bir yansıması olarak okunuyor. 

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın