07:02 Cumartesi / 30 Mart 2024 | 20 Ramazan 1445

Hatay’da kentsel dönüşüm karşıtlarının hain planı deşifre oldu

Deprem bölgesinde yıllardır kentsel dönüşüme engel olan hainlerin şeytani planları deşifre oldu. Hatay’da kentsel dönüşüm karşıtı yaygara koparanların bölgede kurulan terör ağının perdelenmesini sağlamak için sahada oldukları iddia edildi.

Hatay’da geçtiğimiz yıllarda hükûmetin “kentsel dönüşüm” planına karşı yürütülen faaliyetlerin arka planında bambaşka hesapların yattığı ortaya çıktı. Bugün yaşanan depremin bilançosunu daha da ağırlaştıran tedbirlere karşı yürütülen kışkırtma ve propagandanın bölgede kurulan terör ve lojistik ağın korunmasına yönelik perdeleme faaliyeti olduğu tespit edildi.

Güvenlik kaynakları, Liva İskenderun isimli illegal-ayrılıkçı terör yapılanması ile birlikte THKP, TKP/ML, TİKKO, PKK gibi terörist örgütlerin o süreçte aktif rol oynadığını belirtti. Zaman zaman devlete meydan okuma kampanyasına evrilen sürece CHP, TİP ve HDP gibi siyasi partiler de doğrudan dâhil oldu.

Suriye iç savaşının başlaması ile birlikte Akdeniz ve kara sınır noktalarından Türkiye’ye sevk edilen binlerce silah, mühimmat ve bomba başta Samandağı olmak üzere Armutlu, Defne ve Harbiye’deki depolara nakledildi. Amanoslar, İstanbul ve Karadeniz’deki terör noktalarına sevkiyatlar bu lojistik üslerden gerçekleştirildi.

Bazen dondurma, tekstil ya da gıda imalathanesi, benzinlik, otel, inşaat malzemesi, gübre ya da zahire deposu görünümlü terör depoları bazen tekel ürünü toptancılığı adı altında perdelendi. Bu kamuflajlara ek olarak amonyum nitrat ve özel nitelikli silahlar için bazı lokasyonlarda ise korunaklı yer altı depoları inşa edildi.

BİRÇOK LOJİSTİK MERKEZ ÇÖKERTİLDİ

Geçtiğimiz yıllarda bazı medyatik yüzlerin de yoğun kullanıldığı, “Bölgemize dokundurtmayız” kampanyaları sonrası yakın izlemeye alınan yerlerde birçok lojistik merkez güvenlik güçleri tarafından çökertildi.

Olayları kışkırtanların önemli oranda bölge dışından kişiler olduğu, İran, Suriye, Fransa ve Yunanistan istihbarat servislerinin bu faaliyetlere yoğun destek verdiği tespit edildi.

“DEPREM SONRASI GİZLİ KAPALI FAALİYET YÜRÜTTÜLER”
Hatay üzerinde karanlık emelleri olan çevrelerin yürüttüğü faaliyetlerle ilgili konuştuğumuz Alevi kökenli eski bir meclis üyesi olan İ.T, “Hatay halkı 1939 yılında tercihini yaptı. Ancak o defteri kapatmayan odaklar, halkımızı kışkırtmak ve bölgeyi kaosa sürüklemek istiyor. Burada bir tür kurtarılmış bölge stratejisi uygulayanlar depremin hemen ardından sahaya inen arama kurtarma ekiplerini bazı mahallelere sokmadı. Kendi ekiplerini gönderip orada çalıştılar. Gizli kapalı faaliyet yürüttüler. Ardından da belediye başkanı, milletvekili ve STK düzeyinde yaptıkları açıklamalarda devleti ve kurumlarını suçladılar. Bunu biz içeride canlı yaşadık, gördük.

“BU FELAKETTEN DEVLETİ SUÇLAYARAK İDEOLOJİK FAY HATTI ÜRETME ÇABALARI VAR”
İçimize yıllardır dışarıdan empoze edilen ayrılıkçı fikirler, deprem sürecinde daha tehlikeli boyuta ulaştı. Bu felaketten devleti suçlayarak ideolojik fay hattı üretme çabaları var. Dünyanın en süper güçlerinin dahi baş edemeyeceği bu felaketi devlet düşmanlığına dönüştürüp isyan çıkarmaya çalıştılar. Allah’tan devlet bu tehlikeyi gördü ve gerekli adımları attı” diye konuştu.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM, GETTOLAŞMA VE SAHAYI TERÖRİZE ETME EMELLERİNİ BİTİRİYOR”

Bölge dinamikleri konusunda önemli araştırmalara imza atan Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sacit Uğuz, Hatay’ın şu an tarihte hiç olmadığı kadar özel önem arz ettiğini vurguladı. Doç. Dr. Uğuz, şunları kaydetti:
Hatay jeo-stratejik açıdan kilit vilayet konumunda. Özellikle enerji bağlamı ve Türkiye’nin arz ettiği kritik önem Hatay’ı çok daha özel kılıyor. Enerji dinamizmi ve Kafkasya, Mısır, İsrail, Irak, Asya, Suriye, Körfez ya da Avrupa trafiğinde Hatay alternatifi olmayan bir merkez nokta. Bu süreçte şahit olduğumuz sosyal kışkırtmalar ve kaşınma girişimlerinin arka planında bu faktörler yatıyor. Özellikle Suriye savaşı ve sonrasında illegal örgütlerin kurduğu ittifak, Hatay konusunda da önemli rol oynuyor. Şu an HDP buradan vekil çıkarabilir duruma yükseldi. Esad rejimi bu toprakları hâlen kendi vilayeti olarak gösteriyor. Fransızlar 1939’un rövanşını alma uğraşında. Hepsinin ortak noktası Hatay’ı Türkiye’den koparmak. Alevi kitle genel itibarıyla vatanına bağlıdır. Ancak onları farklı metodlarla tahrik ediyorlar. Doğu sınırlarından çizmeye çalıştıkları terör koridorunun nihai hedefi de Hatay ile birleşmek. Mihraç Ural ve benzeri yapılar yıllardır burada militarist bir yapı inşa etmeye çalışıyor. Derdi Türkiye olmayan Esad ya da Batılı efendilerinden gelen talimatları uygulayan mezhep fanatiği görünümlü karanlık bir güruh üretmeye çalışıyorlar. Büyük kitleleri ajite ederek taban oluşturmaya ve kurtarılmış bölgeler kurmaya çalışıyorlar. Kentsel dönüşüm ve benzeri girişimler bu gettolaşma ve sahayı terörize etme emelini elbette bitiren projeler. Bu nedenle karşı çıktılar ve çıkmaya devam edecekler.

DİĞER GELİŞMELER