Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, örgütü diri tutmak için avukatları ve sosyal medya grubuyla oluşturduğu “güncel yapılanma”ya ilişkin hazırlanan iddianamede, örgütün grupları ve eylemleri şema haline getirilerek anlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca Adnan Oktar silahlı suç örgütünün güncel yapılanmasına yönelik hazırlanan 352 sayfalık iddianamede, örgütün yeni yapılanmasının detayları 2 ayrı şemada gösterildi.
“Örgütün güncel yapılanması ve faaliyetleri”nin yer aldığı şemada, Adnan Oktar’ın örgüt üyesi avukatlar aracılığıyla talimatlarını ilettiğine yer verildi.
Adnan Oktar suç örgütünün cezaevindeki varlığını sürdürmek ve cezaevi dışında da faaliyetlerini devam ettirmek için “avukatlık yapılanmasını” kullandığına vurgu yapılan şemada, örgüt üyeleri çeşitli gruplara ayrıldı.
Buna göre hazırlanan şemada, örgüte bağlı avukatların altında “Tutuklu örgüt yöneticileri ile üyeleri”, “Hukuk Grubu”, “İstanbul Grubu” ve “örgüt üyeleri”nin bulunduğu aktarıldı.
Şemada tutuklu örgüt yöneticileri ve üyelerinin alınan talimatlar doğrultusundaki görevlerine de yer verildi.
Tutuklu örgüt yöneticileri ve üyelerinin hem Oktar’a hem de birbirlerine mektup yazmaya teşvik ve telkin edildiği vurgulanan şemada, örgütten kopmaların önüne geçme adına sıklıkla cezaevindekilere dini telkinlerde bulunulduğuna işaret edildi.
Şemada, “Hukuk Grubu”nun ise ifadelerin belirlenmesi, cezaevindeki şartların kötüleştiği konusunda ortak söylem belirlenmesi, örgütün savunma yapmakta zorlandığı suçlarda yalancı şahit bulmaya çalışması gibi eylemlerde bulunduğu aktarıldı.
Örgüte bağlı avukatların alınan talimatları iş bölümüne göre ilgililere ilettiği ve örgüt liderine geri bildirimde bulunduğu aktarılan şemada, cezaevinde olmayan örgüt üyelerinin ise propaganda ve dezenformasyon amaçlı sosyal medya hareketlerinde bulunduğu, cezaevindekilerin ve örgüt evlerinde kalanların ihtiyaçlarını giderdiği yer aldı.
Şemada, örgütün “İstanbul Grubu”nun ise yurt dışı örgüt üyeleri üzerinden sağlanan maddi kaynakların finansal yönetimini sağladığı, üyelerin barınma ihtiyacını giderdiği ve örgüt üyelerini denetlediği kaydedildi.
İkinci şemada isimlere yer verildi
Örgütün yapısıyla ilgili ikinci şemada ise örgütün en tepesinde tutuklu bulunan elebaşı Oktar’ın ismi yer alırken, altında da Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’nın ismine yer verildi.
Meltem Daban’a bağlı “Hukuk Grubu”nda 7 avukat bulunurken, Ferhunda Eda Babuna’ya bağlı Sosyal Medya Grubu’nda ise 9 şüpheli yer aldı.
Oktar’ın mesajı üyelere ulaştırıldı
İddianamede, Oktar tarafından verilen talimatların farklı bir yöntemle örgüt üyelerine ulaştırıldığı, not şeklindeki talimatlarda “görüldü” ve “okundu” kaşelerinin bulunmadığı, bu mektupları ve notları yazanların posta yoluyla haberleşmesi uzun süreceği için görüşe gelen avukatlar vasıtasıyla bunların gönderildiği ve bu şekilde daha hızlı haber alındığı belirtildi.
Cezaevindekiler için dışarıdan haber almanın önemli olduğu belirtilen iddianamede, tutukluların, haberlerden, sosyal medya paylaşımlarından, köşe yazılarından, davayla ilgili bilgilerden, gelişmelerden bu şekilde haberdar oldukları aktarıldı.
İddianamede, ayrıca yine tutuklu bulunan veya tahliye olanların içeride ve dışarıda yapmış oldukları faaliyetlerden, psikolojilerinden, sağlıklarından, sosyal yaşamlarından bu yolla bilgi edinildiği kaydedildi.
Yine bu yolla örgüt üyelerinin moral ve motivasyonunun, birbirleriyle ilişkilerinin canlı tutulmasının sağlandığına vurgu yapılan iddianamede, notların ve mektupların görüş sırasında avukatlar tarafından tutuklu bulunanlara getirilip görüşme kabininde okutulduğu, okutulan notların altına cevap yazdırıldığı ya da o esnada yazılan notun tutukludan alınarak ilgilisine ulaştırıldığı bilgisi verildi.