image 2025 12 23 14 03 20

Sidney saldırısı sonrası “intifada” kelimesi yasaklanıyor!

Avustralya’daki ünlü plaj Bondi Beach’te Hanuka etkinliğine düzenlenen ve 15 Yahudinin öldüğü silahlı saldırının ardından, hükümetin attığı adımlar kamuoyunda yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi

Avustralyalı hükümet yetkilileri, geçtiğimiz günlerde yapılan saldırıyı gerekçe göstererek Filistin’le dayanışma eylemlerine yönelik kapsamlı kısıtlamalar getirmeye hazırlanıyor. Saldırının yaşandığı eyalet olan Yeni Güney Galler yönetimi, protestolarda sıkça kullanılan “intifada” kelimesinin yasaklanması için harekete geçti.

Eyalet yetkilileri bu ifadeyi “kışkırtıcı” olarak nitelendirirken, Eyalet Başbakanı Chris Minns, protesto yasalarının daha da sertleştirileceğinin sinyalini verdi. Bu hamleler, özellikle Gazze ile dayanışma amacıyla düzenlenen kitlesel gösterileri hedef aldığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Minns ayrıca Bondi saldırısına ilişkin bir kraliyet soruşturması çağrısı yaparken, eyalet ve federal hükümetler “aşırılıkla mücadele” başlığı altında yeni bir güvenlik paketi açıkladı. Ancak söz konusu önlemler yalnızca silahlanmayla sınırlı kalmadı.

Filistin direnişini bastırma adımları

Pazartesi günü Yeni Güney Galler Parlamentosu, ülkede bugüne kadar görülmemiş sertlikte olduğu belirtilen yeni silah yasalarını gündemine aldı. Buna ek olarak, “terörle bağlantılı” olduğu iddia edilen sembollerin kamusal alanda sergilenmesini yasaklayan düzenlemeler de Meclis’ten geçirilmeye hazırlanıyor.

Geçtiğimiz hafta Sidney’deki bir Yahudi etkinliği sırasında gerçekleşen saldırı sonrasında, ifade özgürlüğünü doğrudan etkileyen çok sayıda düzenleme ardı ardına devreye sokuldu. Eleştirmenler, bu sürecin özellikle Filistin yanlısı sloganları ve protestoları bastırmaya dönük olduğunu savunuyor.

En geniş silah yasağı

Federal düzeyde ise Başbakan Anthony Albanese, 1996 Port Arthur katliamından bu yana en kapsamlı ulusal silah geri alım programını açıkladı. Yeni paket; daha sıkı geçmiş kontrolleri, yabancı uyruklulara silah yasağı ve yasal silah türlerine ciddi sınırlamalar getirilmesini içeriyor.

Hükümet ayrıca “nefret ve bölünme yaydığı” öne sürülen kişilere yönelik daha ağır cezalar, vaizlere dönük yaptırımlar ve vize iptalleri gibi adımları da gündeme aldı.

Ancak gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum temsilcileri, siyasi refleksin silahlı şiddetle mücadeleyi aşarak Filistin hareketini hedef alan bir çizgiye kaydığı uyarısında bulunuyor.

İslamofobiyi körükleme adımları

Avustralyalı yazar ve gazeteci Katerina Cosgrove, Bondi saldırısının ardından yaşanan yasın, toplumları ayrıştırmak ve meşru protesto hakkını bastırmak için araçsallaştırıldığını savundu. Cosgrove, saldırı ile Filistin dayanışma eylemlerinin bilinçli şekilde ilişkilendirildiğini belirterek, bunun İslamofobiyi körüklediği ve toplumsal fay hatlarını derinleştirdiği uyarısında bulundu.

Cosgrove ayrıca, Avustralya’nın antisemitizmle mücadele özel temsilcisi Jillian Segal’in ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun açıklamalarını da eleştirdi. Netanyahu’nun, Filistin devletinin tanınmasını “antisemitizmi teşvik etmekle” suçlayan sözlerinin, baskı politikalarını meşrulaştırma amacı taşıdığı ifade edildi.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, ülkesindeki Hanuka etkinliğinde yaptığı konuşmada, Batılı ülkelerde yaşayan Yahudilere İsrail’e göç çağrısında bulunarak, “dünyanın dört bir yanında avlandıklarını” iddia etti.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın