593618612 1267711462043047 3305313365269277643 n 750x430 1

Hol zulüm kampından 240 kişilik tahliye, insanî kriz sürüyor!

SDG, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile Irak Hükümeti arasındaki koordinasyon çerçevesinde, pazartesi günü yaklaşık 240 Iraklı aile daha Hol zulüm Kampı’ndan ayrıldı. Toplamda 858 kişi kampı terk etti; bu, Temmuz 2025’ten bu yana yapılan toplu geri dönüşlerde 31’inci grup olarak kayıtlara geçti. 

Terör örgütü SDG’nin kontrolündeki Hol Kampı yönetiminin son açıklamasına göre, kamp hâlâ yaklaşık 3.000 Iraklıya ev sahipliği yapıyor; ancak bu sayı önceki yıllara kıyasla belirgin şekilde azalmış durumda. 

Arka Plan: Kamp Durumu & Önceki Geri Dönüşler

Hol Kampı 2019’dan beri IŞİD sonrası dönemde pek çok Iraklı, Suriyeli ve yabancı uyruklu kadın ve çocuğun hapsedildiği bir açık hava hapishanesi olarak kullanıldı. İnsanlık dışı koşulların dayatıldığı kampta uzun süre kalanların hem dramatik koşullarla hem de güvenlik, psikolojik travma, belirsizlik gibi zorluklarla karşı karşıya olduğu uluslararası gözlemcilerce defalarca raporlandı. 

2025 içerisinde, Irak geri dönüşleri düzenli biçimde hızlandırdı. Ağustos ayında bir geri dönüş dalgasında 800’den fazla kişi ayrıldı; bu yıl içinde 15.000’den fazla Iraklı Hol Kampları’ndan gönderildi.

Irak hükümeti, 2027’ye kadar Hol Kampı’ndaki tüm Iraklıları geri döndürmeyi hedefliyor. 

Sağlık, barınma ve hijyen koşulları: felaket eşiğinde

Kamp 2025’te yapılan bir değerlendirmeye göre 42.000’i aşkın sığınmacıyı barındırıyor; aşırı kalabalık, kötü altyapı, yetersiz temiz su ve sanitasyon — kolera gibi su kaynaklı hastalık risklerini sürekli yüksek tutuyor.

Sağlık hizmetleri, su ve hijyen koşulları acilen iyileştirilmesi gereken seviyede. Tuvalet sayısı yetersiz ve birçok tuvalet işlevsiz; insanlar bazen dışarıda tuvalet ihtiyacını gidermeye zorlanıyor.

Su temini asgari acil standartların altında. Kamp sakinleri için günlük su miktarı, acil durum standartlarının altında (örneğin bazı dönemlerde litre başına kişi için ihtiyaç duyulan su miktarı karşılanamıyor).

Kirli ya da yetersiz hijyen nedeniyle ishal, akut su-kaynaklı hastalıklar, beslenme yetersizliği ve buna bağlı sağlık krizleri yaygın. Kamp içinde dişilik, cilt hastalıkları ve bulaşıcı hastalıklar sık görülüyor.

Mental sağlık hizmetleri neredeyse hiç yok — kampta yaşayan pek çok kişi savaş, yerinden edilme, yoksulluk, travma ve belirsizlikle yüz yüze; fakat bu psikolojik yaralara dönük yeterli yardım sağlanamıyor.

Hamile kadınlar ve yeni doğan bebekler için uygun koşullar sağlanamadığı için, kadınlar bazen çadırlarda doğum yapmak zorunda kalıyor. Bu da hem anneler hem bebekler için aşırı riskli; komplikasyon, enfeksiyon, tıbbi yardım yetersizliği gibi olumsuzluklarla sonuçlanıyor.

Beslenme yetersizliği: kamp sakinlerine sağlanan gıda paketleri yetersiz çeşitlilik ve yeterli besin değeri taşımıyor; süt, yumurta, taze meyve-sebze gibi besleyici gıdalar nadiren ulaşabiliyor. Bu da özellikle çocuklarda malnütrisyonu tetikliyor.

Barınma koşulları çadır/gevşek geçici yapılar — soğuk, kötü hava, nem, rüzgâr, temel izolasyon yetersizliği gibi koşullarla mücadele ediyor. Bu da hem fiziksel hem psikolojik sağlığı olumsuz etkiliyor.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın