thumbs b c 8dbfea807c3eb968b3f9ca5207ea22e7

1988 Bağımsızlık bildirgesi Filistin Devletini nasıl tanımlıyordu?

15 Kasım 1988’de Filistin Ulusal Konseyi’nin Cezayir’de ilan ettiği Filistin Devleti, yıllardır süren ulusal mücadelenin siyasi çerçevesini dünyaya duyurmuştu. Bu ilan, devletin niteliği konusunda da tartışmalara yol açsa da açıklanan model, klasik anlamda laik bir devlet olmadığı gibi, dini hukuka dayalı bir yapı da değildi. Filistin liderliği, o dönem için “ulusal, çoğulcu ve dinî kimliğe açık” bir yönetim anlayışı benimsedi.

Bağımsızlık Bildirgesi’nin metni, Filistinli şair Mahmud Derviş tarafından hazırlanmış; bildiriyi Cezayir’de Yaser Arafat okumuştu. Metin, “Allah’ın adıyla” ifadesiyle başlasa da, devlet sisteminin dini kurallarla yönetileceğine dair bir hüküm içermiyordu. Bildirgede siyasal çoğulculuk, temel hak ve özgürlükler, eşit vatandaşlık, hukuk devleti gibi modern devlet ilkeleri öne çıkıyordu.

Bu yönüyle 1988’de ilan edilen Filistin Devleti, dini kimliği güçlü bir toplumun ulusal ve sivil bir yönetim modeli olarak ortaya çıkmıştı. FKÖ bünyesinde hem milliyetçi hem sol hem de çeşitli dini grupların temsil edilmesi, yapının ideolojik olarak seküler milliyetçi bir karakter taşımasına yol açtı. Ancak bu durum, devletin toplumsal değerlerden tamamen bağımsız bir “laiklik” anlayışı benimsediği anlamına gelmiyordu.

Günümüzde Filistin siyasi yapısı iki bölgeye ayrılmış durumda: Batı Şeria, FKÖ’nün seküler milliyetçi çizgisiyle yönetilirken; Gazze, Hamas’ın kontrolünde daha dini referanslara dayalı bir yönetime sahip. Bu bölünmüşlük, 1988’de ilan edilen devlet modelinin güncel karşılığını daha da karmaşık hale getiriyor.

Sonuç olarak, 1988’de kurulan Filistin Devleti, ne laik bir devlet olarak tanımlanabilir ne de teokratik bir yapı olarak. En yakın tanım:
Dinî kimliğe saygılı, ancak yönetimini dinî hukuka dayandırmayan ulusal, sivil bir devlet modeli.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın